Bugün 23 Nisan, çocukluktan çıkıp gençliğe adım atmama birkaç ay kaldı. Çocuk olarak kutlayacağım son 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.
Her geçen gün farkındalığımın arttığını fark ediyorum ve bugün ki yazımda bize bu bayramı armağan eden ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan ecdadın emanetçi çocukları olduğumuzu hatırlatmak istedim.
Alıntı bir yazı söylemek istediklerime tercüman oldu ve bende bunu sizlerle paylaşıyorum
Evet, İnönü camileri kapattı,
Evet; İnönü camilerin önüne asker dikti, İnönü halkın camilere girişini yasakladı.
Evet; NİĞDE ve Ulukışla’da oldu bunlar!..
Ama neden yaptı?
Bu işin arkasındaki gizem neydi?
Bu soruyu kimse sormadı!
Meydanı boş bulan Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları 83 yıldır bu kara propagandayı yaptılar.
Maalesef gerçeği bilemeyen ve doğru bilgiye ulaşma imkânı olmayan halkımızın büyük bir bölümü bu yalanlara inandı…
Yalanın siyasi rant sağladığını gören her dönemin iktidar mensupları dozunu her geçen gün artırarak yalanlarına devam etti.
Yakın zamanda diyanetçi bir öğretim görevlisi Tv ekranlarından
“ATATÜRK DÖNEMİNDE GENELEV YAPILAN CAMİLER VARDI!” diyebildi…
Onların, yalanlarını günde 40 kere tekrarlayabilecekleri onlarca Tv kanalı var…
Bizim sosyal medyadan başka gerçeği anlatacağımız hiçbir kanalımız yok. Evet, İNÖNÜ bazı tarihi camileri kapatmış, başına da jandarmalar dikmişti.
Bu camilere kimseyi yaklaştırmıyordu.
Hükümet hakkında aleyhte propaganda alıp yürüyor, buna rağmen kimseye de bir açıklama yapılmıyordu.
Nedeni şuydu:
Atatürk ölmüş, ikinci dünya savaşı başlamış, İnönü cumhurbaşkanı seçilmişti. Hitler’in Orduları Avrupa ülkelerini birer birer ezip geçiyordu. Alman tankları Fransızların asla geçilemez dedikleri Maginot hattını bile geçmişti. Daha 1941 yılında 13 ülke teslim bayrağını çekmiş, Alman Orduları Türkiye sınırına dayanmıştı.
Türkiye de boş durmuyordu. Alman tanklarına karşı Trakya’nın altına binlerce KORUGAN yapılmıştı.
Bununla yetinilmemiş, Alman Ordularının İstanbul’a girişini önlemek için Çatalca –Büyükçekmece hattına Maginot hattının bir benzeri ÇAKMAK HATTI inşa edilmişti.
Alman tanklarına karşı önlem alınmıştı. Peki ya Alman uçakları? Alman uçakları İstanbul’u bombalarsa?
Tarihimizin maddi manevi en değerli hazineleri, kutsal emanetler ne olacaktı?
Bir Alman taarruzuna karşı kutsal emanetlerin Alman uçaklarının menzili
dışında bir yere taşınmasına karar verildi İnönü, her şeyin gizlilik içinde yapılmasını, Almanların kutsal mekanlara dokunmayacağının da hesaba katılmasını istedi.
Düşünüldü taşınıldı, İstanbul saray ve müzelerindeki tüm değerli eşyaların Anadolu’nun ortasında Niğde ve Ulukışla’da dini mabetlere saklanmasına karar verildi.
Özel tren hazırlandı, içi çinko özel bölmeli sandıklar yaptırıldı. Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’ndeki kutsal emanetler, Hazreti Muhammed’in hırkası, mühürü, kılıcı, oku, yayı, Kabe’nin anahtarı,
Hazreti Osman’ın kanlı Kuran-ı Kerim’i, padişahların tahtları, eşyaları, hazine, silah, tablo, porselen, paha biçilmez el yazması eserler, büyük bir gizlilikle ve titizlikle sandıklara yerleştirildi.
1942 yılı, Alman Ordularının Trakya sınırımıza dayandığı o günlerde…
Bir gece 391 sandık… 48 vagona yerleştirildi. Tren, paha biçilmez değerdeki yüküyle, büyük bir gizlilik içinde ve koruma altında Anadolu’nun ortalarına doğru hareket etti.
Kutsal emanetler ve paha biçilmez değerdeki mücevher ve el yazması eserler Niğde’de Ak Medrese ve Sarıhan ile Ulukışla’da bir camiye yerleştirildi. Her şey gizlilik içinde yapılmak zorundaydı.
Yerel yöneticilere bile bilgi verilmedi. Camilerin etrafına özel askeri birlikler konuşlandı.
Bu ibadet yerlerine kimse yaklaştırılmadı. 1943’de İnönü, Churchill ile görüşmek üzere Adana’ya giderken treni Ulukışla’da durdurur.
Kutsal emanetlerin saklandığı 3 binayı teftiş eder. Kendisi bile içeri girmez, birliğin komutanından bilgi alır. Ayrılırken de “-Bize emanet, size emanet. Gözüm arkada kalmasın!..” der.
Dört sene geçer, savaş biter. Dünyaya sükûnet hâkim olur.
Kutsal emanetler 1947 yılında tekrar getirilir… Saray ve müzelerindeki yerlerine konur. Yıllar geçse de ne İnönü ne CHP bu konudan söz etmez. Kendilerine bir paye çıkarmaz.
Bunu fırsat bilen cumhuriyet düşmanları 83 yıldan beri “-İnönü camileri kapattı.” yalanını yaydılar.
Hatta daha da azarak, kapatılan camilerin çevresindeki koruma askerlerinin atlarını bahane edip “-İnönü camileri ahır yaptı.” yalanını işlerler de işlerler.
Kemal Arı’dan muhteşem belgelere dayalı tarihi gerçek.
Bu sebepten hem başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşları olmak üzere tüm ecdadımızı bir kez daha minnettarlıkla saygıyla yaad ediyorum.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tüm Ulusumuza kutlu olsun