Ana SayfaGündemVaatler ve Saatler

Vaatler ve Saatler

Bugün Ramazan ayının birinci günü, mübarek günlerde tüm dost ve arkadaşlarımıza sağlıklı günler diliyoruz…

Sıklıkla rastladığımız “nerede o eski ramazanlar” serzenişinin ardından hemen pahalılıktan şikayetçi oluruz. Okuduklarımızla ve yaşadıklarımızla yaklaşık bir yüzyıldır dinlediğimiz nakarattır bu!

Niçin, Ramazan ayında yukarıya daha çok gönderme yaparız, hiç düşündünüz mü?..

çünkü yakarıştan çok, şikâyette bulunuruz. Herkesi şikayet ederiz. Liste yaparız liste!..

Yer yüzünde muhatap bulamayışımızdan olsa gerek!

Acaba?

Yoksa, seçimlerimizi yaparken, nerede hata yaptığımızı irdelemeyişimizden midir?

Toplumcu düşünce bizde ne zaman başlayacak?..

Tam başlayacaktı ama araya Ramazan ayı girdi diyenleri duyar gibiyim!..

Yani, herkeste garip bir telaş, herkes de dünyalığı bir kenara bırakıp ahretliği kurtarma peşinde oluşundan mıdır?..

Sadece 30 gün!..

Ne dualar ne yakarışlar ne nümayişler!

Kimi kandırıyorsun, yukarıdakini mi, kendini mi?..

Muhatap kim?

Sadece kendin!

İsterken, yalvarırken, duanın biri bin para! Elde ettikten sonra “unut onu gönlüm” !.. Yeni ufuklara yelken açacak ya Haspam!

Yukarıdakinin, kulunu fazla muhatap almayışının yegâne sebebi budur!

Vefasızlık!..

Yani, softaların “münafık” dediği, bizlerin ise “vefasız” diyerek geçiştirdiğimiz insanlığın büyük ayıbı!..

Allah’ın bile şahıslara bakmadığı bir dönemin içindeyiz, sen neyin peşindesin!..

İşte, sosyal yaşamın birleştirici unsurlarını görmezden gelip, şahsi menfaatleri ön planda tutanları tespit etmek çok fazla bir zaman almıyor. Kardelen çiçekleri gibi çıkıveriyorlar ortaya!

Diyalektiğin gereği ortaya çıkan durumlar, mutlaka bir karşıtını doğuracaktır. Yani “hıyarım var” diyene bir avuç tuzla koşmak gibi!..

Var mı böyle durumlar?..

Olmaz mı?

Tanrının yarattığı, tanrının bakmadığı işlere kendini vekil tayin etmekte hiç sakınca görmüyor!..

O ihtiraslı yakarışlara çare olmaya koşuveriyor!

“Başkanım, bana büfe lazım, başkanım bana çay bahçesi lazım, kahve lazım,”…

Ve başkanı hemen dile geliveriyor!

Seçileyim, ilk işim; senin işini halletmek olacak…

İki öpücük, oldu bu iş!

E, birader hani sen toplumcu bir fikri savunan partinin adayı idin! Biz mi yanlış biliyoruz yoksa geçerli siyasetiniz bu mu?

Proje var mı proje?

Tık yok!

Adam adama markaj günleri başladı.

Son 20 gün ne kaparsan senindir.

Ya sen, kanaat önderliği yaptığını bağıra bağıra ilan ederken düşüncenin altındaki sirkatini döküveriyorsun ortaya!

Her iki tarafta belki de hiç gerçekleşmeyecek bir akdin peşindeler…

Ben bu şehirde, arsa vaatleriyle kandırılmış yüzlerce insan bilirim! En sonunda, içlerinden biri silah zoruyla 2 tane almıştı!

“Neden iki aldın?” sorusuna “bana dört demişti ama” diyerek derdini anlatmaya çalışmıştı!

Bu mübarek Ramazan ayında yukarıya bağlanmak için fazla uğraşmayın. Hatların en yoğun olduğu bir dönemdeyiz!

Ben, size işin gerçeğini söyleyeyim, Allah şahıslara bakmıyor; onun düşünceleri de hep toplumdan yana… Bu kadar cemaati boşuna kurmadılar(!)

Boş teneke ile köpeklerin arasında inanılmaz bir ilinti vardır.

Tenekeler, boş iken çok ses çıkarır; bu sesler, bazen bir melodi gibi dinlenir ama köpeğin kuyruğuna bağlandığında kaçacak yer ararlar!

Saatler mi?

Çok acımasızdırlar, göz açıp kapayıncaya kadar gelip geçerler.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

İlgili Yazılar