Payidar….

İnsanlık tarihinde ülkelerinin kaderini değiştirebilen pek çok lidere rastlamak mümkün. Bu liderlerin kimisi güçlü bir asker, kimisi siyasi bir deha, kimisi ise devrimci bir ruh. Bu özelliklerin hepsinin tek bir kişilikte vücut bulması ise kolay kolay rastlanmayacak bir durum. Yüksek zihinsel ve yaratıcı yeteneklere sahip olma hali olan dahilik ve buna sahip olan dâhilere her toplumda rastlanabilir. Ancak İngiliz başbakanı Lloyd George’un dediği gibi çağların ender olarak yetiştirdiği bir dahi Türk Milletine nasip oldu..

Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri ve siyasi dehası şüphesiz Türk milletinin şansı. Fakat onu zamanının ötesine taşıyan özelliği, vizyoner bir devrimci oluşudur.  Türkiye’nin dağılmış bir imparatorluktan modern bir ülkeye dönüşümü için gerçekleştirdiği devrimler, sadece yönetim alanında değil eğitimden, sosyal hayatın düzenlenmesine kadar toplumun tüm katmanlarında etkili oldu.

Gerçekleştirilen reformların her biri üzerinde kitap yazılacak kadar önemli elbette. Ancak onun şahsi bütçesinden kurduğu Atatürk Orman Çiftliğinin içeriğinin ve değerinin yeterince anlaşılamadığını söyleyebilirim. Zira Atatürk Orman Çiftliği, bir ülkenin üretim tarzının değişimi için örnek oluşturacak bir projedir. Başkentin ortasındaki bir bataklık kurutularak tarımsal üretime uygun hale getirildi. Islah edilen bu arazi, bahçecilikten hayvancılığa kadar tüm tarımsal üretim süreçlerinin modernize edildiği bir uygulama alanı olarak geliştirildi.

Atatürk Orman Çiftliği, kent merkezine yakın bir bölgede kurulmuş olması nedeniyle kentin çevresindeki kırsal alanlarla bütünleşik bir model oluşturdu. Kırsal üretim ve kent yaşamını bir araya getiren bu model, günümüzde “kent çevresi tarım” ya da “kentsel tarım” olarak adlandırılan uygulamalara öncülük etti. Bu durum, kentin gıda ihtiyacını yakın çevresinden karşılayarak lojistik ve çevresel maliyetleri azaltmayı amaçlayan sürdürülebilir bir vizyondur.

Çiftlik sadece üretim yapılan bir alan değil, aynı zamanda toplumu tarım, hayvancılık ve sanayi konularında bilinçlendiren bir eğitim merkezi olarak da işlev gördü. Çiftlikteki faaliyetler, modern tarım teknikleri ve sanayi üretimini halka tanıtarak, tarımı daha modern ve bilimsel temellere dayalı bir alana dönüştürmeyi amaçlamıştır.

Atatürk Orman Çiftliği kuruluşu itibariyle, tarımsal gelişmenin sağlanmasını, kır-kent entegrasyonunu, tarımsal üretimin gelişimini, tarımın yanında tarıma dayalı sanayinin de teşvikini, tarımsal ar-ge çalışmalarının yapılmasını, tarımsal üretim ve tüketim döngüsünün kurulmasını, köylünün ve “kırsal emeğin özgürleşmesini”, feodal yapının kaldırılarak modern toplum düzenin oluşturulmasını hedefleyen genç Cumhuriyetin tarımsal manifestosudur.

Atatürk Orman Çiftliği, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurulduğu süreçte yeterince anlaşılamamış bir projesidir. Fakat ideolojik olarak bakıldığında, genç cumhuriyetin çağı yakalama hedeflerini ve kalkınma politikalarının kodlarını görmemiz mümkündür. Yanı sıra, çiftlik günümüzde yaşanan kır kent çatışmasına çözüm önerileri barındıran ileri görüşlü bir yaklaşımdır. Henüz kentleşme ve sanayileşmenin yarattığı sorunların ortaya çıkmadan derin bir kavrayışla bertaraf edilmesini hedefleyen müreffeh bir toplum yaratma idealinin yansımasıdır.

Bugün çağlara öncülük eden bu büyük dehayı sonsuzluğa uğurlayışımızın 86. sene-i devriyesi. “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” diyerek kendi varlığını, ideallerinden yarattığı cumhuriyetle birlikte sonsuzluğa emanet ediyor. Payidar olan sensin yüce Atatürk.  Sen ve modern Türkiye idealin. Bu nedenle 10 Kasımlar bizim için yas değil. Seni anmak ve anlamak için fırsat.  Eşsiz ruhun şad olsun. Esin Yalçıntaş…

İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

İlgili Yazılar