Ana SayfaLütfü ErtürkOrtaya Karışık

Ortaya Karışık

Okuyacaklarınız için öyle diyebilirsiniz! Tek bir konu yok çünkü…Bu akşam festival var! Topatan ve Bamya festivali… Çaktırmadan araya sokuşturulmuş festivaller bunlar… Bu gün kavun, yarın karpuz,  öbür gün domates. Koca ilçe, şen manav görünümünde…

Borçlanma yetkisi istiyorlar…

Meyhaneler de küçük kirli bir levhada her zaman şu cümle çarpar gözümüze! “Zevkin veresiyesi olmaz”

Bu halk, kendi cebinden eğlendiğini ne zaman öğrenecek?

Bizim, Raşit diye bir arkadaşımız vardı. Tüketici kredisini çeker, gider bir gece de yer bitirir. Sonra 24 ay taksitle öderdi. Festivallik durumdayız, koca bir şehir ve belediyesi içinde durum ayniyle vakidir.

Borçlanma yetkisi istiyorlar. Verin vallahi, borç yiyen kesesinden yer…

Hiç merak etmiyor musunuz? Çeşitli dernekler kendi ceplerinden zar zor iftar yemeği vermeye çalışırken, neredeyse dernek kapanma tehlikesi geçiriyor. Bir dernek var, daha 3 gün oldu kurulalı her akşam bir köyde; binlerce kişilik iftar yemekleri veriyor.  Belediye Başkanımızın da bu dernekle beraber  her akşam turlaması gözümüzden kaçmıyor değil hani.

Sahi ya! Sayın Başkanım, eski takım arkadaşlarınızı hiç arayıp sormazmışsınız! Hiç olmazsa ramazan da bir iftar yemeğinde falan bir araya gelebilirdi diyorlar. Küsen var tabi küsmeyenler de…  İki zeytin bir hurma yarım pide yeter de artar bile…  Ne güzel bir şarkıdır o… Her mevsim içimden gelir geçersin. / Sen vefasız yolcu, kalbimi viran edersin. / Merhaba demeden elveda dersin. / Sen vefasız yolcu, Kalbimi viran edersin.

Bu gün, bir karikatür gördüm, “ne kaa ekmel, o kaa köftel ” diyordu. Günün esprisiydi…

Aslında Milletçe monarşiyi severiz! Siyasi edebiyatımıza bir bakın!

İlk sürü psikolojisine yakalanışımızı hatırlayın, “Çoban Sülü” ile başladı!

Milli şefe (İnönü) ne demeli, ismi üstün de milli!

Karaoğlan girdi, bir kısrak başı gibi uzanan bu ülkeye… Kıbrıs Fatihi ilan ettik!

En ılımlıları rahmetli Erbakan hocaydı Mücahitlik mertebesinde kaldı.

En görkemlileri başbuğ oldu. Türk’e yakışacak liderdi. Almanca karşılığı führerdi.

Başbakanımız, Cumhurbaşkanı olacak. Lakabı ne? “Usta!” Şu tevazuya bakar mısınız?

Ekmelettin Bey için bu gün Ünlü Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’a sormuşlar. Nasıldır diye! Görüş bildirmiş Sayın profesörümüz. “ Ekmelettin bey doğru isimdir demiş!”

Bence yanlış kişiye sormuşlar.

Muazzez hanım Sümerolog tur,  yani Mezopotamya kültürünü bilir. Ekmelettin Bey Mısır kültüründen yetişme. Yani,  Sayın profesörümüz İlmiye hanım,  uzman olmadığı bir konuda görüş bildirmiştir. Ben şöyle demesini beklerdim!  “Benim uzmanlık alanım değil! Sizler, beyefendiyi;  İngiliz profesörlerine sorun,  Mısır konusunda uzmandırlar. Ekmel Bey’i yakinen tanıyabilirler” diyebilirdi. Ya da Sayın Profesörümüz İlber Ortaylı’dan yardım alabilirdi…

Şu işe bakınız ki biz, Mısırdan futbolcu bile almazken, Cumhurbaşkanı adayı aldık iyi mi? Olsun, beyefendi; “Türkoğlu, Türküm demiş… Hani kapalı çarşıya gelen turistlerin; “Bosfor çok güzel, şiş kebap çok güzel, ben yine gelecek Türkiye” dediğinde ülkece sevinirdik ya! Ha işte, tam da öyle sevindik iyi mi?

Topatan festivali ile başladık yazımıza yine onunla kapatalım! Vallahi merak ettim!

Bu gece Sayın Belediye Başkanımız, Festivalde yine sahne alarak, “ Ne senden vazgeçerim, ne eserinden dedi mi acaba?”

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

İlgili Yazılar