Böyle tanımlamışlar.
Yukarıda çok önemli iki kelime var. Devlet ve hükümet!
Kimdir mülki amir? Ya da kimler için söylenmiştir. İllerde valiler mülki amir sıfatındadır. İlçelerde bu sıfatı kaymakamlara vermişlerdir.
Sıkı durun!
Muhtarlar, Türkiye Cumhuriyeti köylerinin mülki amirleri sayılırlar. Köyün tüzel malları muhtarlarımızdan sorulur.
Yani, bir nevi köyün mülki amiri sayılır muhtarlarımız. Peki, Belediye Başkanları mülki amirlik sıfatı ile hareket edebilirler mi?
Zurnanın zırt dediği yer de burası işte!
Belediye 5393 sayılı kanun maddesi gereği çeşitli maddelerle aldığı kararları ya da itirazları en büyük mülki amirliğe 7 gün içinde bildirmek zorundadır. Yani, il ise vali, ilçe ise kaymakamlık makamına iletirler. Kısacası Belediye Başkanlarımızın böyle bir sıfatları yoktur.
Muhtarlar, mahalle olan köylerinin haklarını koruyabilirler mi? Elbette, onlarda köyün tüzel mallarını (Çoğunlukla Gayrimenkuldür) il ya da ilçe mülki amirliklerine verecekleri rapor ya da bildirimlerle bunu mümkün kılabilirler. Peki, bunun aksi durumu ne olur! Belediyeler, özellikle bu arazileri üzerlerine geçirir imara açar arsaya dönüştürerek para kazanırlar.
Bütün bunların oluşmasında muhtarlarımızın iki dudağının ya da iki parmağının oynamasına bağlı! Yani muhtarımız derse ki; verimli arazi değildir, orman vasfını yitirmiştir ya da mera özelliğini yitirmiştir diye rapor ederse; köyün dışında, herkes kazanır.
Diyebilir mi bizim muhtarlar böyle bir şey?
Balkanlara, Trileçe tatlısı yemeye gitmediler ya!
Safranbolu’nun da lokumu güzel! Daha başka memleketlerin ne güzel tatlıları vardır.
Yarasın!
Ama unutmasınlar, Osmanlıdan beri köyün tüzel malı sayılan arazilerini bir çırpıda satışına ön ayak olmasınlar. Bir daha asla geri gelmeyecek ve asla yeniden üretilemeyecek olan köyün arazilerini sorumsuzca babasının malları gibi dağıtmasınlar. Unutmayın, muhtarlar köylerin mülki amiri sayılırlar. Ve de unutmayın 90 yaşında Ayşe ninenin teri vardır o harman yerlerinde, düşman işgalinden kurtulurken Mehmetçiğin kanı vardır köyün temelinde. Hesap sorarlar… Sıratta yolunuzu kollarlar.
Bizler, “Radyo Tiyatrosu” ile büyümüş bir nesilizdir. Hatırlarsanız, her gün, her sabah radyolarımız Demirbank’ın “hayırlı işler” anonsu ile açılır, hemen arkasından köye haberler ile devam ederdi.
Şimdi, düşünüyorum da köylümüze verilen ehemmiyeti anlamaya çalışıyorum.
Köye Haberlerden sonra “Radyo Tiyatrosu” başlardı. Bu skeçlerde mutlaka bir köylü yanlış yapar, başta muhtar olmak üzere; köylüyü ve köyü korumaya yönelik anlatımlar sergilenirdi. İşte o “Radyo Tiyatrosu” skeçlerinde oynan oyunları ve köyüne ve köylüsüne sahip çıkan muhtarları hatırladıkça; bu günün Belediye Tiyatrosunda rol alacak muhtarlar için endişe duymaya başladım. Esen kalın…