Diyelim ki bir gün bir caddede yürüyorsunuz ve karşınıza bir tabela çıkıyor! Ne yazıyor dersiniz?..
Yağmur Yüklü Bulutları Sevenler Derneği.
Sizce var mıdır böyle bir dernek?..
Kanarya severlerini gördük! Gaydır Gubbak Sevenler derneğini de çok şükür gördük memleketimizde. Aşağı Lahana Köyünü kalkındırma derneğini göreli zaten çok olmuştu. Sanat Sevenler Derneğini gördük şehrimizde ama Yağmur Yüklü Bulutları Sevenler Derneğini hiç görmemiş ve de duymamıştık! Vallahi varmış! Hem de burnumuzun dibinde
Ne ilginç isimler altında bir sürü dernek saydım sizlere!
Dernekler, kooperatifler ve cemiyetleri düşündükçe keyiflenirim, içimden gülesim gelir, kahkahalar atasım gelir. Özlemimdir, hedefimdir, önce vatan dediğimde halkımın örgütlü olduğu gelir aklıma! Eh, biran olmasını arzu eder ve o yönde enerjimi tüketirim…
Yukarıda saydığım dernekler ezkaza yurt dışında kurulmuş olsalardı mutlaka toplum yararına kurulmuş hatta bir çatı altında toplanmış meslektaşların haklarını koruma yararına olacaktı. Hadi gelin, biz Türkiye’deki kuruluş amaçlarına bakalım!..
Yukarıda saydığım derneklerin tamamına girdiğim için ve de sorguladığım için örnekledim! Oysa, Ankara Sakarya caddesinde sadece bir iş hanında 27 dernek bir arada vardı!..
Evet, bütün bu dernekler örgütlü toplumu temsil ediyorlardı. Hangi toplum demeye gerek yok! Kumarcıları ve kumarı sevenler toplumu… Aynı anda örgütlenseler Mecliste temsil hakkını elde ederler!
Yağmur Yüklü Bulutlar Derneğine girdik! Sorduk, soruşturduk gök bilimci aradık, yağmur duasına çıkacakları aradık, yoktular!
Bir arkadaş, “Uzatmaya gerek yok kardeş,yağmur gibi yağıyor işte, çok verimli” dedi.
En ilgincini en kestirmeden söylemişlerdi.
Hepsi birer lokal vazifesi görüyor ve canları sıkıldığından kâğıt oynuyorlardı…
“Algı Yöntemi” ABD’de işte buradan çıktı!
Sosyal demokrasinin yarattığı ve yardımcı rolleri üstlenen bu dernekler, kapitalizmin elinde tam tersine çalışacak, toplumun bir kesimine yardım amaçlı piyangolar düzenlenecek, lotaryalar çekilecek, türlü fırıldaklar dönecek ve bir sürü akçeli işler bu derneklerde aklanacaktı!
Bu ülkede çok da iyi işler yapan dernekler de oldu. Direndikleri için, ölesiye dayak yiyip, mutlu bir şekilde eve dönenenler derneği gibi…
Oysa, ilk toplum mühendislerini bu saydığımız derneklerden yarattı ABD! Blöfçüler, pokerface ve kulüpçüler buradan çıktı…
Sonra Siyasete sıçradılar, elinde beş benzemez ile blöf yaparak, ceplerini doldurdular. Yani emeksiz para kazanmanın hazzı, onlara emeği ile yaşayanları soyup soğana çevirmenin yollarını aratmaya başladı. Başlangıç noktası haline gelen derneklerin birçoğu artık partileşmiş veya o partilerin yan sanayi haline dönüşmüşlerdi.
Demem o ki sizler, çok iyi anımsayacaksınız! Algılar, hep var oldu ve olacak, siz; gerçekleri gören bir toplum haline gelin. Yakında yeni bir dizi başlatacağım! Silivri’nin dünü ve bugünü diye…
Bir fotoğraf karesinin bile algı yarattığı bu ülkede aldırış etmeden, inandığın yolda ilerlemenin zorluklarını aklından çıkarma! Gelecekte, gelecekleri için çarpıştığın çocuklara bırakacak bir hikayen olsun! Sürü psikolojisinin sana göre olmadığını anla artık!