Dün gece Silivri’de ”Halk İttifakı” kuruldu. Kentin üzerine çöken bulutlar birden dağıldı. Yüzlerce kişi Ünsal Düğün Salonunda IŞIKLARI yaktı hem de FENA YAKTI (!) Ortalık pırıl pırıl oldu.
Gözlemlerime geçmeden önce,kafama takılan bir soruyu paylaşayım: Silivri neden bu denli önem kazandı ve gündeme oturuverdi?.. Dünür neden bastırdı, Dersimli niçin tırstı?..
10 yıldır Silivri’de elle tutulur bir başarısı olmayan kişi için, MYK’yi zamansız bir istifa ile tehdit etmesi nedendi? 35 yıldır oturduğum bu şehrin önemini yeni yeni kavrıyorum. Dünür’ü anlıyorum, duygusal bağ olabilir, finansal destek görebilir de Dersimli’ye ne oluyor? İşyerimin karşısındaki kafede Değirmenci’yle tavla karşılaşmalarını izlediğim Gürbüz Çapan’a ne oluyor da haddini aşarak kentimizin adayını belirlemeye kalkıyor! Sarıgül’e de sözüm yok ,çünkü birlikte kısa süreli yurtdışı geziler yapıyorlarmış.
En çok da neye şaşırdım biliyor musunuz? 21, 22,23. dönem TBMM’de önemli görevler yapmış Çanakkaleli bir milletvekili dostum facebook yorumlarında Silivri adayının kim olması gerektiğini belirtiyordu!
Şunu vurguluyarak sürdüreyim yazımı, Halk İttifakı’nın oluştuğu gece Sarı Çocuk’un vurguladığı gibi, benim de CHP’lilerle bir sorunum yok. Onlarla dostluğum sürecek. Kısmetse Dersimli o koltuğu bırakırsa partime geri dönebilirim. (Tabii yenilgilerine yenilerini eklemesini temenni etmem ama çoktan gitmeliydi!) Dirayetsiz, âciz, saygınlığını yitirmiş biri benim genel başkanım olamaz!
Kendisi birilerine ”kibir abidesi ” deyip duruyor ama gösterdiği aday kibir abidesi… Yıllardır üyesi olduğum CHP’li bir başkanla 4-5 yıl bir kez olsun selamlaşmadım bile! Çok da önemliydi benim için (!)
Özele girecek ama bir anımı kısaca paylaşayım sizlerle. Bir masada birlikte otururken değerlendirmemi yanlış anlayıp masamızdan fırlayıp gitmişti. Bunun üzerine telefon açtım, yanlış anladığını açıklamak istedim. Telefon yüzüme kapatıldı, iyi mi? Bunun üzerine, öğrencim Orhan Öpçin aracılığı ile bir faks gönderdim. Makamına saygıya dayalı, ”Sayın Başkanım”la başladım, ”saygılar sunarım” la bitirdim. Aldığım yanıt ,hitapsız başlayıp,hitapsız bitirilmişti. İletisinin en ilginç bir tümcesi de şöyleydi: ” Bende kabahat ki öyle bir grubun masasına oturdum” ! O bulunmayı zul addettiği (!) masada kimler vardı biliyor musunuz? Bir emekli öğretmen-esnaf (bendeniz) ,bir emekli albay-İstanbul İl Genel Meclisi üyesi, bir emekli öğretmen- Gümüşyaka eski belde başkanı,CHP üyesi otobüsçü ve mekân sahibi (!)
Diyeceğim o ki aralarında oturmaktan rahatsız olan bu vatandaş , kişilere gereksinim doğabileceğini düşünmedi! Gün geldi,çattı!..
Ben de diyorum ki; kabahatin büyüğü bende, iki seçimde de peşinden koşmuştum! Pek çoğu gibi Belediyemizin pompasından değil, akaryakıt istasyonundan benzinimizi alarak her toplantıya katılmıştık !
Dün gece benim gibi ‘pişman” yüzlerce kişi gördüm. Kadını-erkeği, küçüğü-büyüğü, memuru-esnafı,Türk’ü-Kürt’ü- Çerkes’i – (benim gibi) -Arnavut’u salondaydı. Gözleri ışıl ışıldı. Dayatmaya meydan okuyorlardı!
Kendisine yakınlık gösteren,sorunlarına çözüm arayan, kentin malına sahip çıkan, 10 Kasım’da Bulgaristan’da kare tamamlamayan, sık sık 5 yıldızlı otellerde safa sürmeyen, çiçek, böcek,domates festivalleri yerine , kültürel etkinlikleri tercih eden başkan istediklerini dillendiriyordu katılımcılar. İçlerinde, beni gururlandıran öğrencilerim vardı.
Bunları gözlemledim dün gece.
Doğrusu böyle bir katılım beklemiyordum. Halk ; ittifak arayışındaydı! Bir kıvılcım bekliyordu. Dün gece çakıldı bu kıvılcım. Kader utansın!..
İki kez çizik yemiş birisiyle , AKP ve MHP’nin kapısını çalmış, ”Seçime değil ölmeye geliyorum. Bir daha Bucak’ın içinde bir tane başka partili araba görürsem kendileri bilir, kendi mezarlarını kazmaya başlasınlar” demiş olan Fatih Mehmet Bucak’ı aday yapan Dersimli’yi kutlamadan bitirirsem eksik yapmış olurum.(!)
Öğrencim Suna Göçengil’e bir sitemim var: Böyle yanlı davranmakla bizi üzüyorsun. Lisedeyken seni ”Erkek Fatma” olarak niteliyordum. Nitekim ailenin ticari işlerinde çok etkindin. Başarılı öğrencimdin. Amma… (Nitelediğim tabiri biz takdir amaçlı kullanırız.)