İnsanı, diğer canlılardan ayıran haslet; doğru muhakeme yapabilme becerisidir.
Oysa, diğer canlılar doğanın verdiği refleksleri kullanır.
İnsan ise düşünebilir ve doğruyu yanlışı ayırt edebilir.
İşte, insanın düşünme ve muhakeme etme becerisini ortadan kaldıracak tek şey bağımlılıktır. İnsanın en tuhaf ve en belirgin defosu da budur. Kontrol edemediği duyguları aslında kişinin bağımlılık eğilimi ile doğru orantılıdır. Sizler, bağımlılık denildiğinde yelpazenin şu bölümlerini düşünebilirsiniz: Uyuşturucu, alkol, kumar gibi her türlü madde bağımlılığı olabilir.
Oysa, bugün benim sizlere aktaracağım bağımlılık; insanın insana olan bağımlılığından söz etmek istiyorum. Bunun da direkt olarak yine bir başka hastalıkla bağlantılı olarak geliştiğine inandığım için üzerinde durdum…
Narsizm!
Nedir bu narsizm?..
Kendisinden başka kimseyi beğenmeme, insanlara karşı kibirli olma ve insanları küçük görme gibi belirtileri olan psikolojik bir rahatsızlıktır.
Daha çok mevki makam sahiplerinin çabucak yakalanacakları bir hastalıktır. Onlar için bu psikolojik rahatsızlığa yakalanma nezleye yakalanmaktan daha kolaydır. Halk arasında güç zehirlenmesi olarak adlandırırız. Neden güç zehirlenmesi?.. Çünkü narsistik kişilik bozukluğu olanlar, sorun yaratan davranışlarını değiştirme konusunda aşırı dirençlidir. Önerdiğiniz hiçbir şey ama hiçbir şey geçerli olmayacaktır. Tam tersine onun size olan bir önerisi vardır. Kendisini beğenmeniz, alkışlamanız ve biat etmenizi isteyecektir. Bu onu onore edecektir.
İşte bağımlılık hastalığı da narsizme paralel olarak başlamış olacaktır.
Para, mevki, makam sadece narsistik birini alkışlaman, övmen, “en büyük sensin” demenden geçer. Bütün bunları yaptığınız da size de sirayet edecek olan hastalık düşünme ve muhakeme yeteneğinizi yavaş yavaş ortadan kaldıracaktır.
Sadece birebirde mi geçerli bu dediklerim?…
Asla, kitleleri peşinde koşturan ne bağnaz narsistik insanlar vardır. Bunları şöyle özetleyebiliriz! Gerçek din akaitlerinden sapmış sapkınlıklarla dolu, ipe sapa gelmeyen, bağnazlık ve ahlaksızlıkları dini vecibe olarak empoze etmeye kalkışan tımarhanelik delilerin arkasından gidenlerin körü körüne olan bağlılıkları birer canavara dönüşmeleri, dönülmez bir yol olmuştur.
Siyaset ve bağnazlık iç içe olunca bağımlılık artıyor!..
Çünkü kara para ve rüşvet ile bağımlı hale getirilen binlerce insan kendilerini dava adamı olarak gördükleri için bu yolda alınan rüşvetin de helal olduğunu düşünürler…
Çok az seviyeden en zehirli düzeye kadar bu yelpazede bağımlı olacağın her konuda belirli bir sınırı aştığında en büyük yıkıcı etkisi ortaya çıkacaktır. Kişi, her geçen gün muhakeme yeteneğini kaybedecek ve en sonunda doğru düşünemeyecek, doğru ile yanlışı ayırt edemez hale gelecektir…
Bundan sonrası narsistik gücün elindedir artık. O kendini çok beğendiği için ona göre aranızdaki ilişki; tanrı ile kul ilişkisidir. Senin için yaratacağı o minicik bağımlı dünyan da sana dikte edilecek en küçük algı;” tanrını gücendirme” korkusu olacaktır.