Yani, 5 yıl sonra “iyi ki yapmışım” diyebilecekleriniz ile “ben neden yaptım bunu” diyebileceklerinizin muhakemesini yapın, dört günde!…
Yarından sonra…
Yaşayacağın kentin, geleceğini ya kazanacaksın ya da kenti kaybedeceksin!
Olmaz deme!
Bir bez afiş fiyatından daha az bir maaşla çalışıyorsun…
Yer gök afiş! Ayağına takılıyor, boynuna dolaşıyor! Sen, 200 m2 kare bez afiş gördün mü? Hepsi senin için!… Ne yapmak istiyor? Kendini sana azametli göstermeye çalışıyor!
İyi de sana ne bundan!
Sen bu harcamanın kaynağını araştırmakla kendine karşı sorumlusun!
Var mı sana faydası? Yok! Yer, gök reklam!
Binlerce torba dağıttılar!
Ev, ev 100 bin torba en azından, 10 lira koy torba başına (kalemi not defteri, tepsisi, ekmek tahtası, tanıtım broşürü, alışveriş torbası) içindekilerinHepsi ama hepsi 10 TL olsun… çarpın 100 bin ile 10 TL’yi)
Yüzlerce dükkân camı, yol kenarı, kavşaklar posterlerle kaplandı… metresi 20 tl ile çarpın 10 bin metrekareyi!…
Niçin mi söylüyorum!
Seçim sonu senden çıkacak bunlar!
Yapamaz mı?
Güldürme beni, koca tarlanı ovaya çevirdi bir gün de mülkiyetin yok oldu!
10 gün önce TV kanalından haykırıyordu!
“Ben yaptım, Türkiye’de ilk ben yaptım tarım sit ilanı ettim” diye! Yüzünüze söyledi!
Şimdi, köşe bucak yerlerde sanki başkası yapmış gibi gösterip, vakur bir tavırla “kaldırmak için baş vurduk” diyor!
İnandın mı?
Sakın, inanma!
Bitirin şu Lale Devrini!
Belediye çalışanlarının alacakları duruyor mu? Duruyor! Bir bez afişi, iki işçinin alacaklarını kapatıyor!
Yaptığını, ettiğini, edemediğini boş verin siz onun!
Silivri hala sizin!… Nasıl mı?
Bak bir şey diyeyim!
Avcılar kimin? Esenyurt? B.Çekmece’de kaç kişi, “buralar bizim” diyebilir!
Bana sorarsanız, cevap veririm! Nereler tilkilikti, nereler dutluktu sayarım size! Kala kala bir Çatalca, bir biz kaldık!…
Ya bizden sonra!
Şehriniz, açık hava oteli olacak! Binlerce binalar fışkıracak o sit alanı deyip kendi kullanımına ayırdığı tarlalarınızdan! De ki ben yalan söylüyorum!
Öğrenmen için koca bir kenti risk etmene gerek var mı?
Merak etme! Oyun bölünmez!
Bölünecek olan kentin!
Şehrin üzerinde kimlerin elleri olacak, biliyor musun?
Şimdiden büyük pazarlıklar var!
15 bin konut projeleri hazırda bekliyor! 1 katrilyonda sana ne düşer?
Hiçbir şey bekleme. Olmasın!…
Benim şehrim, demeye devam edeceksin. Tarlan, bahçen senin… Evin önüne bir sandalye at yudumla çayını…
Ne diyor? “Kırcaali’yi de ekeceğiz” diyor! Kırcaali neresi? Bulgaristan!…
Kırcaali’ye göz diken, senin yerini çoktan gözden çıkarmıştır!
Yarından sonrası sizin için yerinizde bir gidiş-kalış savaşıdır!
Yarından sonra sadece bir kişiyi oylamayacaksınız!
Fethullah Güleni, Bartholomeos’u, mülkiyet hakkının gidişini, meraların arsaya dönüşünü, 20 bin konutluk projeleri ve müteahhitleri ve de yaşam standartlarının daraltılmasını oylayacaksın! Dediklerim açık seçik!…
Ya da aksini yaparsın!
Şehrinizin kurtuluşunu, esnafınızın yeniden doğuşunuzu, şehrin üzerindeki ellere el çektireceksiniz!
Biz yanımıza bir bardak su alarak çıktık yola! Haramilerin saltanatını yıkacağız dedik!
Pazartesi günü giderlerken, bir bardak su ikram edeceğiz! Bu şehrin üzerinde emellerini gerçekleştiremeyenlere…
Unutma, bu şehir şimdi senin, 5 yıl sonra bir daha geri alamazsınız! Site savaşları başlar. Belediye’ye kaptırdığınız paralar yüzünden iş yapamaz hale geleceksiniz!
Bütün bunlardan daha kötü bir durum olmaz sanırım!
Özgür iradenizi kullandığınızda şehir, senin şehrin olacak!
Sorun kendinize! “Neden, şimdi benim olamıyor?” Diye!
Çünkü korkuyorsun! Ya işim yapılmazsa ya çocuğum işe alınmazsa ya bana kafayı takarsa? Biriniz, ikiniz için değil; 200 bin nüfuslu bir şehir düşün! 5 yıl sonra 500 bin olacak, belki de bir milyon!
Şansın bir milyon da bire inecek!
Üç kuruşa satmalarına engel ol!
Diyeceğim bu dostlarım! Yarından sonra 4 gün var… Ve 4 gün sonra yarından sonrası senin elin de ya var ya yok!
Yarından sonra bu yazılarda yok!