Ana SayfaLütfü ErtürkŞahlar ve Atlar

Şahlar ve Atlar

şahları da vururlar, atları vurdukları gibi…Silivri de siyaset satranç oyununa döndü. Sadece şahlar savaşıyor.

Birbirlerini vuruyorlar.

Dikkat ettiniz mi? Vezirler orta da yok!

Şehrimiz, son günlerin en büyük siyasi satrancını izliyor.

Anlayan da izliyor, anlamayan da!

Sanki sonucu ölümle bitecek olan bir savaş oyunu gibi. Piyonlar çoktan kaleyi terk etmiş… Sadece atlar ölecek, her zaman ki gibi.

O kaleden bu kaleye oyun olur mu?

Olmaz. Burası Şarköy değil ki Silivri… Fotoğraflarda gördüklerini testi mi? Zannettin sen!

Sıkıntı büyük!

Kaç zaman bekledin kulağın kirişte…

Kalk gidelim şaha gönül derken, pederşahi görüntülerinin aksine, gönül eğlendirmeye seğirtmelerin kaç gönül kırmıştı…

Ne taş yaraladı seni, ne de gül!

Güler’le başladın yollara! Sonra, yollarına Baldöktü’n arsa satışlarının… Balı tutan parmak yalarken, sen; balı üstüne başına bulaştırdın…

Gözün, gönlün hep karşı kalede olduğundan, her derdini onlarla giderdin. Gâhi ortak oldun, gâhi iş verdin…

Biz de bir türkü vardır ve çok da güzeldir. Aslında sen güzelden anlamazsın, Anlasaydın, Silivri’mizi gönülden severdin…

Gel ey gönül mülk edinme bu dehri / Eli göçmüş hüsni insana dönersin. Bal deyi sunarlar akıbet zehri / tacı tahtı bimekana dönersin…

Ben Bektaşi’yim diye övünürsün ya ellere! Bektaşi olsaydın eğer sen, elin değil, ömrün uzun olsun isterdim.

“Biz büyük bir aileyiz” diyerek gücünü sınadın piyonlarınla, meğer büyük ailenin gücü yatsıya kadarmış…

Hızır Paşa bizi berdar etmeden /Açılın kapılar Şaha gidelim /Siyaset günleri gelip çatmadan

Açılın kapılar Şaha gidelim / Yıkılın kaleler dosta gidelim… Var mı öyle bir dostun? Yanına gidecek kadar.

Şahları da vururlar, atları vurdukları gibi! At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır. Şanını sürdürebilecek bir meydan yapabildin mi? Kan gibi döküldü paralar, o destursuz meydanlara…

Öyle bir zamana geldik ki! Şahlar birbirini vurur oldu. Atlar kurtuldu.

At izi, it izine karıştı dediler. Senin de hakkını yediler. “Tebdili mekân da ferahlık vardır” dedin, mekân değiştirecektin ama tedbir aldılar, seni mekânlarına almadılar. Geriye bir tek aşık Mahsunisözleri kaldı…

Âdemden mi geldin Nuh’tan mı kaldın? / Kolum nerden aldın sen bu zinciri? Bende bir adamdım kahpe dünyada. Kolum nerden aldın sen bu zinciri?

Sen bir kere gideceksin diye! Ben, her gün uğurluyorum seni…

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

İlgili Yazılar