“Demokrasi kazandı” diye, bir beyan verdi, CHP ilçe başkanımız!
Birileri, o anda sayın yöneticimizi uyarmalıydılar!
“Demokrasi, bir yönetim biçimi değil; yaşam biçimidir” diye, anımsatması gerekirdi!
Gelin, biz de bu fikri, bir an kabul etmiş görünelim ve bakalım seçimin şekline…
CHP, 5 Haziran 1977’den beri (en fazla oy aldığı seçimdir, %41 almıştır!) ilk defa bir yerel seçimde %63 oranında oy aldı…
Genel Başkanından ilçe başkanlarına kadar herkes, CHP’nin oyu gözüyle baktılar bu oylara!…
Ya, kimin oyları? İki muhafazakarın “ortak” oyları bunlar!…
İkisi de muhafazakâr, ikisi de aynı siyasi yapıdan geliyor, İkisi de aynı yolu takip ederek geldiler! İkisinin de yanındaki güçler aynı idi! O güçler, birine karşı diğerini tercih ettiler!…
CHP’nin kendisine buradan vazife çıkarması beni şaşırtmadı!
CHP’nin taşeron siyasetçiliği bu seçimde de kendini gösterdi!
İki muhafazakârdan biri Ekrem İmamoğlu’dur! Sağ tandanslı bir yapıdan geliyor. Hatta AK Parti kadroları içinden geliyor diyebiliriz!
Hızlı yükselişin nedenleri malumumuz! Başka bir türlüsünü düşünemem çünkü! Siyasetini dayandıracağı bir sisteme bağlı değil! Hele ki kendisinin sol jargonu hiç yok! Sosyal demokrasi adına ise bir konuşması hiç olmadı!
Peki nedir bu Çığlıklar? Neden atılırlar?
23 Haziran seçimlerinde, İstanbul’da Ak Partinin 31 marta göre oy kaybettiği ilçelere bir göz atalım!
Bunlardan 4 tanesi, Ak Partinin kalesi sayılırdı!
Bayrampaşa, Eyüp, Fatih, Üsküdar.
Diğerleri; Şile, Çekmeköy, Beyoğlu, Zeytinburnu, Bahçelievler, Sancaktepe, Şile Zeytinburnu
17 yıldır buralardan çıkamayan CHP, sihirli bir değnekle çıkıverdi! Öyle mi?
Aslında, Ak Parti için acımasız bir söylemde bulunacağım!
Sonun başlangıcı!
CHP’nin uzaktan yakından seçimlerle ilgisi yok!
Onun oyu yine %22
Ak Parti kendi iç savaşını veriyor! Gitmek mi zor, kalmak mı zor?
Son bir haftada ve seçim üstü peş peşe çıkan olaylar tamamen batılı toplum mühendislerinin ayak oyunları. Rollerine iyi hazırlanmışlar…
Batı enstrümanlarıyla oyun havası oynamaya kalkan: CHP’dir…
Ali Babacan parti kurmuyor, Nuh’un gemisini inşa ediyor.
Ya Cumhurbaşkanımız?
O gemileri değil, limanı yakmaya çalışıyor!
Kısacası, ANAP kökenli, Ak Parti çıkışlı, sağcıdan, az kullanımlı mevcut düzeni ve o sistemi koruyacak olan bir adayın tercih edilişini izledik…
Yani, öyle bir bardak suda fırtınalar koparmaya hiç gerek yok! CHP, emperyalizmin kendisine verdiği görevi eksiz yerine getirdi. Yoksa, CHP sadece 53 gün içinde nasıl bir siyaset ilmi geliştirdi de başardı bu işi?
Seçimlerin boykot edilmesi fikri geçerliliğini halâ korumaktadır…
Atılan fark sizi yanıltmasın!
Sistemin iki adayı yarıştı ve sistemin seçmeni sadece fikir değiştirdi! CHP’de fazla bir şey yok!
Göreceğiz!