Anadolu’mu bir çuvaldız gibi delip geçen boru hatlarını hiç düşündünüz mü hiç!..
Doğusundan, batısına; kuzeyinden, güneyine delip geçen çelikten boruları!..
Binlerce kilometre öteden, bilmem hangi milletin, hangi memleketinden. Yola çıkıp ta senin limanlarından, onun gemilerine dökülenlerden haberin oldu mu hiç?..
Oluk oluk petrol akar, tanker tanker doğalgaz…
Sorguladınız mı hiç?..
Kimin petrolü, kimin doğalgazı gelip geçer toprağından da uçup gider limanlarından!…
Kim alır, kim aparır Bakü’den-Tiflis’ten, Ceyhan’a! Musul’dan, Kerkük’ten İskenderun’a!..
Ya da bir başka örnekle vereyim: Venezüella, Amerika’nın burnunun dibinde petrolünü almaz da çalar adeta! Tabi ki bir başka limandan…
Boru hattını tren rayı gibi döşer Kolombiya’nın bereketli topraklarına Ne işi var demeyin? Kahvesi, kokası, işçisi, hizmetçisi, zümrüdü, altını, platini hepsi buradan!
Döşer boruyu, alır gider!..
Girmeye görsün bir kere! Gider, dolaşır ant dağlarından 3 ülke geçer, Şili’ye dayanır; kalayı alır, nikeli alır, indirir doğal gazı limanlarından.
Ya bizden?..
Merak etmeyin! Bizden aşıracakları ne doğal gaz ne de petrol vardır.
Ya!
Bor var, boraks var, bakır var, volfram var. Trakya’nın altı uranyum dolu!
Arıyor, alıyor götürüyor. Gidin, Vize dağlarına; İsrailliden, Amerikalıdan geçilmiyor.
Alt tarafı boru hattı döşediler ama Trakya’nın beşerî coğrafyası değişti! Amerikalı da var, Afganistanlı da… Trakya’nın tüm köylerinde Özbek çobanlar revaçta…
Biz çağırmadık, onlar getirdiler. Uranyumu götürürlerken aksilik çıkarsa, devreye sokacaklar…
Şili’de 8-10 şiddetinde depremler, dağlarında insan avı. Ne çok benziyor bizim İskenderun’a! Tren garı gibi İskenderun limanı. Limanın da ray gibi döşeli boru hatları. Dağlarında deprem kol geziyor…
Ülkem de çaresizlik kol geziyor! Toprağımın altında petrol geziniyor ama bizim değil. Seçim üzeri birer birer ortaya çıkan Petrol yatakları ama ben sevinemiyorum. Venezüella’ya üzülmüşüm bir kere, ben artık iflah olmam!..