Artık, birebir de adam aşırma mı, adam kandırma mı dersiniz, ne dersiniz? Bilemiyorum!…
Ama bilesiniz ki birebirde meydanlarda adam takibi başladı!
Konu belli, karşı tarafı bertaraf etmek!
Savaşta her şey mubah!
Selami Değirmenci cephesi; hala topyekûn ve ihtilalci görünümde, sağlam bir kale gibi duruyor!
Cumhuriyet İttifakında, Volkan Yılmaz’ın canla başla çalışan insanlarla etrafı çevrili bir kale gibi!… Sinirleri alınmış gibi görünmek de çok sinir bozucu bir şey olsa gerek!
Ama ne yapsın ki en çok da onun ittifakı üzerine kuruluyor oyunlar!
Özcan Bey diyor ki: Ben ülkenin gündemine oturmuş ilk ve tek belediye başkan adayıyım!… Parti genel merkezinde uğrunda çatışma çıkmış bir belediye başkan adayıyım!
Öyle ya! Asırlık çınar ya; bu CHP!… Parti gövdesinin reddettiğini, parti başının dayatmasıyla geldi buraya…
2014 yılında daha derin çalışmışlar, tavsiye mektubu kullanmışlardı!
Bu seçim, ilk defa çok zorlandığı bir seçim oldu!
O yüzden topyekûn bir saldırı gerçekleştiriyorlar! Yakayı da ele vererek, yakalandıkları da oluyor arada bir!
Son haftaya ajan provokatör çalışmalarını hızlandırdılar!
Ne diyorlar? Hep birlikte duyuyoruz!
“Selami Değirmenci 5 bini geçemez!” Diyor.
15 bini sana veriyorum istediğine iddiaya girerim diyorum. Susuyor!…
Bir başkası!
Ak Partinin desteği ile bu kadar olur.
İnsafınız kurusun, bankalardan aldığı kredileri ben biliyorum. Niçin krediye sarılsın ki? Ak Parti destek verecekse! Ne ka ekmek, o ka köfte der, çekilir kenara. Destek geldikçe de çalışır! Niye kendini riske atsın…
Bir başkası!
Volkan Yılmaz alamaz bu seçimi!
Niçin?
Ak Partinin içinden nasıl bölündüğünü görmüyor musun?
Yoo! Gayet İyi çalışıyorlar. Gittiği her yerde büyük topluluklar yaptı! Projeleri öyle küçümsenmeyecek projeler olduğunu gördük. Devlet desteği ile plan dahilinde gelişmiş projeler.
Yok, yok Ak Partililer yok arkasında! Sen de yok ol e mi?
Hepsi aynı nakarat, ezberletilmiş gibi! MOSSAD bu kadar güzel çalışamaz!…
Bir diğeri!
Biz, Ak Partiye karşıyız!
E ee! Özcan Bey’de, “Ak Partisine gitmesin oylar” diyor!
Sonra? Aslında Özcan Bey’i günahı kadar sevmezmiş ama işte! Ak Parti almasın yeter!…
Özcan bey, “Ak Parti gelmesin” dedi, diyeymiş?
Bir bakalım mı Özcan bey, Ak Parti ilişkisine?…
Uzun bir “Yaaa”! çekiyor… Çıkmışsınız ya, tevhitçi olarak sokaklara gerçeği duymak sizi niçin bu kadar tedirgin ediyor…
Özcan Bey koyu bir Ak parti taraftarıdır!
Bugüne kadar bütün şahsi ve belediye işlerini Ak Partililerle yürütmüştür! Meclis üyeleri de bunu çok iyi bilirler!
2010 yılının şubat ayında Ak Parti Genel Başkan yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi tarafından kendisine Ak Parti rozeti takılmak üzereyken, aynı dakikalarda, Ak Parti Silivri ilçe yönetiminden bir Ak partili tarafından engellendi…
2010 yılında, Cihangir Davutoğlu’na ait Silvriliyiz.com adlı sitedeki köşemde yazmıştım! Doğru mu? Doğru! Tescillendi çünkü
“Yani öyle Ak Parti gelmesin” diye Özcan Bey’in bir telaşı yok! Daha iyi çalışacağını düşünerek geçmek istemiş olabilir, kim bilebilir! Yani, Özcan Bey açısından sıkıntı yok, olmadı da! Sen oyunu sıkı sıkıya kollarken bir bakmışsın Özcan Bey hoooppp Ak Parti de…
Dahası mı?
İş yaptığı, bütün ortakları Ak partili idi! Kâğıt üzerinde bile öyleydi! Ben, size “11 şirket ortaklığı”, diyeyim bu kadar bilin yeter!
Silivri için ne yaptı ise bakın kimlere yaptırdı? Kimlerle yaptı?
3 kilo boya alınacak nalbur bile seçilmişti!
Daha ne desin size Özcan Bey! Siz, çalışmayın, ben yeterince çalışıyorum mu, desin!
Bakın, Büyük araziler üzerine 20-30 bin konutluk etaplı sitelere yer ayırıyor! Kim yapacak? Sorun bakalım o tevhitçilere?
Bir zamanlar iki çınar arasında siyaseti bitireceğiz demişti! Şimdi, iki çınar arasında casuslar savaşı var!
Yani tereddütlü beyler, hanımefendiler, Sayın Başkanımızın, Florya’daki yeni evinde; denizi seyrederken, yeni kurmakta olduğu şirketin de Ak Partili dostlarıyla Silivri’de yapılacak işler konusunu konuşurlarken, senin gözlerin çakmak, çakmak ayın sonunu nasıl getireceğini düşünür olacaksın…
Bu seçim, algı operasyonlarından kurtulmuş biri olarak oyunu kullan. 10 yıldır kazanımlarını önüne koy bir düşün! Bu iş artık bir memleket meselesi oldu! Buna direndiğin gibi AK Parti’ye de direnirsin. Dirençli olmayı bir dene, arkası gelir!
Ne diyor Selami değirmenci kapıyı söktüreceğim diyor!
Volkan Yılmaz Ne diyor? Kapıyı kapalı gördüğünüz de tekmeyle vurup girmezseniz adam değilsiniz diyor!
Bana halktan bir kişi gösterin derdini Özcan Bey’e anlatabilmiş olsun!
Sizin, bir arada durmanız halinde, Tiranların gücü yok olacaktır… Toplumu halktan ayıran minicik bir nüans vardır. Toplumlar örgütlüdür. Örgütlü olabilmek için kayıt kuyut şart değildir. İnanmak yeterlidir. Birbirinize inanmak
“İnanın çocuklar”, diyor; Nazım baba, kime söylüyor dersiniz? Kayıtsız, şartsız egemenliği elinde bulunduran toplumlara söylüyor…
Egemenlik ulusundur! Diyen, Atatürk’ün 23 Nisan’ında ulusun egemenliğini, Fetö’ye teslim edenleri de unutmadık, unutturmayacağız da…
Ajanlara değil, önce kendinize sonra birbirinize inanın. Merak etmeyin gelecek o günler! Sizin gücünüzle gelecek…