Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Bu topraklarda doğup, Türk kültürü, Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyetle büyüdüm. Genç bir Türkiye Cumhuriyeti kızı olarak doğduğum vatanıma bu topraklara borcum var.
Bilemiyorum belki de annemin Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılığı, öz Anadolu Türklerinden oluşu ve beni de böyle yetiştirmesinin birçok konuda dünya görüşümün şekillenmesine neden olmuştur. Onun laik bir cumhuriyet kadını oluşundan hep gurur duymuşumdur.
Bugün 10 Kasım Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıl dönümü, gerçekten Atamızı minnetle ve sevgiyle anıyorum.
Atatürk’ü seven milyonlar gibi bende bu sevgiyi kelimelerle ifade edemem belki ama şunu biliyorum ki Atatürk çağının çok ötesinde bir dahi, çağının çok ötesinde stratejist, çağının çok ötesinde modern ve o yaşadığı dönemin çok üstünde bir zekaya sahip biriydi.
1920’lerde temellerini attığı cumhuriyet, onun liderliğinde hala dimdik ayakta. Onun öngörüleri hala günümüzde hayatımıza yön verip yolumuza ışık oluyor.
Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin içi boşaltmaya çalışılsa da Atamızın dediği o cümle aklıma geliyor “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözleri birazda olsa umut oluyor içimde.
Bu hafta yazımı biraz kısa tutarak son cümlelerimi yine Atatürk’ün sözüyle noktalayacağım.
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türk’üm diyene!