Adını Sen Koy

Müslüm abimizin şarkısıdır, “adını sen koy!” anlatacaklarımıza o kadar çok isim konabilirdi ama yazının adını “adını sen koy” diye koydum! Bakalım uyacak mı?..

Bu hafta iki CHP yazısı yazmıştık, bu üçüncü oluyor. Her zaman CHP’ye yüklenmeyelim biraz empati yapalım, hiç mi iyi şeyler olmuyor diye düşündüm. Hafta içi iyi bir şey yaptılar bunu yazalım istedim!..

Lakin, iyi şeyler ararken hep “şeytanın gör dediği” olaylarla karşılaştım.

Birinci madde ve en önemlisi, geçtiğimiz 10 yıl boyunca CHP teşkilatı, (ne zaman başkanlık yaptılar koskoca halk teşkilatını ya da örgütünü bunu da anlamış değilim) tertiplediği bir direniş, panel, bir destek, bir halk toplantısı yaptı? Hele ki 15 Temmuz 2016 öncesinde resmî törenlere bile katılmaları bir mucize iken birkaç kişinin kişisel cesareti ile oluyordu!.. 23 Nisan da tören yapamadık ama kutlu doğum haftasını tertipleyip, Bosna’dan ilahi korusu getirmiştik!..

Şimdi bunları geçelim! Zamanı gelince konuşuruz yine!..

Mesele şu ki CHP 10 yıldır bu tür halk toplantıları düzenlemiyor, düzenleyemiyordu!

CHP örgütlü toplum yaratmaktan çekiniyor mu?

Adının içinde direniş, protesto, yürüyüş, geçen toplu gösterilerden imtina ediyor ve bu tür toplantıları hep ihale ediyor.

Kime ediliyor bu ihaleler?

Eğitim sen ve Sivil toplum kuruluşlarına… Daha sonra CHP bir destekçi pozisyonunda assolist edasıyla katılım sağlıyordu! En kalabalık destekçi sayısı 30 geçmedi bugüne kadar!..

Dün, elektrik faturalarını protesto toplantısı yapıldı.

Nerede yapıldı? Sanayiciler sitesinin önünde!..

Neden çarşıda değil, neden halkla beraber değil, neden kadınlar yok, Bu işin kadınları daha çok ilgilendirdiği ayan beyan belli iken, neden yoklar? Oraya çağırın STK’ları orada binlere seslenin! Ana muhalefetsiniz ya!

Bir Küçük Sanayi Sitesinin önünde, yine otuz kişiyi geçmeyen bir grup önünde sanayici esnafımızın derdini duyurmak istendi!..

Ana tema küçük sanayici esnafın olsun yine ama sponsor sen ol; 30 kişiye değil, 300 kişiye desteklettir onları! (gönül, 3000 kişi bekler ama geçti o günler, dedik ya DNA’sı bozuldu partinin) diye, nerede mahalle evlerin, nerede kadın kolların, gençlik kolların!..

Yok, çünkü böyle gördünüz, böyle algıladınız, böyle oluyormuş meğer direnişler dediniz!

Tek tesellim ve zayıfta olsa geleceğinden ümitli olduğum, ilçe başkanı Berker Esen’in söz alması, protestoya sözlü katılımda bulunmasıydı! CHP lordlar kamarasından yönetilmeyi bıraksın, yoksa avam kamarası onları yine götürecek!

Size minicik bir anımsatma yapayım!

Silivri hudutları içinde bir termik santral projesi hayata geçecekti! Protesto edilmesi gerekiyordu! Protestonun ihalesi kime verildi?.. Silivri Çevre Derneğine!

Neden?..

Bırakın halkın toplanmasını, kendileri bile toplanamadılar?.. Silivri Çevre Derneği kadar protestocu toplayamayacaklarını bildikleri için protesto bir çevre derneğine ihale edildi. CHP yine yandan bir oldu! Kaç kişiydiler biliyor musunuz? 8 kişi, toplam 8 parti yöneticisi vardı… biraz da belediye çalışanı ile çay bahçesi müşterileriyle “Zehirli bacalar istemiyoruz” diyerek protesto etmişlerdi!.. Aslında projeden vazgeçirtenler yine başka siyasiler olmuştu!..

Demem o ki halktan korkmayın, çoğalsınlar örgütlensinler CHP’nin üstüne oturtulduğu 1935 tüzüğü bir örgüt tüzüğüdür. Örgütlü toplumlar yaratın…

Stanley Milgram teorisini iyi okuyun, otoriteye itaat etmeyin!

İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

İlgili Yazılar