Neden, bize dayılanıyor bu kokuşuk ülke?
Bizim, yıllarca müttefik bildiğimiz bu coniler gerçekten müttefikimiz midir?
Hemen evrenin saatine göre çok da fazla geç olmayan bir zaman diliminde ( 200- 400 yıl öncesi kadar) bir tur atalım!
Amerika, yeni kurulduğu yıllardan az biraz sonra Akdeniz’e gözünü dikecektir! ( Hiçbir ülkenin giremeye cesaret edemediği) Akdeniz sularında Amerikan bayrağını dalgalandırmak ister!
Ne zaman girmeye kalksa? Akdeniz’in dayılarına yakalanırlar. (Osmanlıya bağlı deniz beylerbeyleri) Gemileri limanlara çekilir! Aylarca, haftalarca burada esir tutulur. Amerika’dan çeşitli denizcilik kanunları altında yüzbinlerce altın haraç alınırdı.
Peki, Amerika adına kim öderdi bu haraçları?
Tabi ki Amerikan bayrağını göndere kim çekmişse, o öder! Kimdir bu?
Tabi ki İngiltere!…
Henüz 100 ila 200 yılları içinde olan yeni ülkenin Avrupa’da ki hamiliğini İngiltere üstlenmiş, Kendi gemilerine Amerikan bayrağı çekerek; Akdeniz’de, ticaret konvoyu kurmak istemektedir. 1600 yıllarının sonu ile Amerika bu ticari yolu kendi işletmek istediğinde, İngiltere çekimser kaldığından Akdeniz’de ki Osmanlı dayılarına gün doğmuş, Akdeniz’de dolaşacak olan Amerika’nın bütün gemilerine el koyup, haraca bağlamışlardı… Lakin parayı yine İngiltere ödüyor, faturayı da Amerika’ya o kesiyordu…
O yıllar da Akdeniz, tamamen Osmanlı gölü olduğundan, hiçbir devlet koloni veya sömürü adına bir baskı düzeni kuramıyordu… O yüzden Fransa İspanya İngiltere Potekiz başta olmak üzere Atlas okyanusunda kıyıları olan ülkeler Afrika sahilleri başta olmak üzere Hindistan’a kadar gidip, kurdukları kolonilerle sömürü düzenlerini kurdular!
1700-1800 yılları arasında Osmanlı’nın Denizden aldığı haraçlar, karadan aldığı haraçları geçmiş olmakla birlikte Tunus, Fas, Cezayir dayıları Yavaş yavaş osmanlı egemenliğinden çıkmakta ve Osmanlı adına topladıkları vergileri ödememektedirler!
Bu Akdeniz dayılığı öyle bir hale gelir ki Osmanlı’nın dışında herkes Amerika’dan Osmanlı adına haraç almaktadır.
İşte, bize için için içlenen ve kinlenen bu Amerika, kendi içinde bir kurtuluş ve kuruluş günü icat edererek “Birleşik Devletler” adı altında Dünya’nın da yaka silkeleyeceği emperyalist bir gücü haline gelecek ve kuruluşunu ilan edecektir. (4 Temmuz 1776)
Çok değil, sadece 7 yıl sonra Osmanlı ile Genç Amerika Birleşik Devletleri arasında Akdeniz’de dolaşma izni imzalanacak ve yıllık 85.000 dolar haracı osmanlıya ödemeyi kabul ederler. ( İsteyen vergi diyebilir)
İşte, bu ağır haraç yükü altında ticaret yapmak, Amerika’nın pek işine gelmez! Akdeniz’de donanma bulundurma fikri 1789 yılında İngiltere İtalya ve Napoli (O zamanlar ayrı devlet) arasında imzalanır! Yani, Amerika 1789 dan bu yana Akdeniz’de donanma buılundurmaktadır.(Önceleri Venedik Napoli ve Cenoalılarla kiralık olarak anlaşılır) Lakin, 1800 yılların ilk çeyreğine kadar Akdeniz’de Amerika’nın bir üstünlüğü söz konusu değildir…
Şimdi sıkı durun!
Kurtuluş savaşı sırasında İzmir’de; bir balkonda, Yunan bayrağı ile birlikte sarkıtılan Amerikan bayrağının neden ve nasıl orada olduğunu ve niçin asıldığı? Konusunda, sanırım bir fikriniz oluşmuştur…
İşte, Akdeniz’de; o yıllarda, ticari limanların başında gelen Lazkiye limanı, Amerikalıların hevesi haline gelmiş fakat bir türlü ele geçirememiştir… Bu biraz da İngiltere’nin Amerika’nın her yere burnunu sokmasını pek istemediğine de bağlıdır…
İşte o gün bugündür Amerika canı sıkıldıkça bizi tehdit etmiş hatta bazı antlaşmalarla bizim elimizi kolumuzu bağlamıştır…
1921 kurtuluş savaşı sonrası Azınlıklar diye tutturmuş ve bizi tehdit etmiştir!
1941 de 2.Dünya savaşı ile tehdit ediyor
1946 demokrasi gelsin diye tehdit ediyor
1952 Rusya’ya bor madeni verilmesin diye tehdit ediyor
1964 Kıbrıs için tehdit ediyor
1972 Komünistlere geçit vermeyin diye tehdit ediyor
1974 Kıbrıs savaşı için ambargo ve haşhaş tarlalarını bombalamakla tehdit ediyor
Gerisini biliyorsunuz zaten!