“Teşbihte hata olmaz” sözünün! Benzetme de hata olmaz olarak algılamışızdır yıllarca! Yani onu, ona; bunu, buna; benzetin, nasıl olsa fark etmez gibi algılandı! Oysa, “teşbih hata kaldırmaz” anlamında kullanılıyordu.
Teması, hırsızlık olan bir olay da ha o çalmış, ha bu çalmış fark etmez demek büyük bir hatadır! Çünkü sen soyulmaya gönüllüsün! Soyacak hırsızı içine sindiremiyorsundur!…
Teşbih hata kaldırmıyor!
Senin bakış açın, bir başkasının gözünde kahredici bir olaydır, aşağılayıcı bir pozisyondur! Çünkü toplumu ilgilendirir ve toplumun geleceğini tehdit eden bir unsurdur!
Hırsızın pozisyonu, sana olan mesafesi ile değil, çaldığı malın değeri ile ölçülür! Alman, İngiliz, Türk olması hiçbir şeyi ifade etmez! Tıpkı Ak Partili ya da CHP’li olması gibi!…
Niçin anlattım?
Toplumda yerleşmiş bir kanı var! Onlar yiyeceğine bizimkisi yesin!
Peh peh peh!
Anımsarsanız, pastaneden bir tepsi baklava çalan çocuklar vardı!
Kanunların en ağrını seçtiler onlar için, 16 yılla yargıladılar! Sonra ne oldu?
Aradan uzun bir zaman geçti, pastanenin sahibi oldukça hatırlı bir kredi aldı devletten!
Ödemedi! Cezada almadı!…
O devleti soymuştu, öbürü fırını! Yani, hırsızlığın da bir raconu vardı!
Arsen Lüpen’i duymuşsunuzdur! Mücevherden başka bir şeye elini sürmezdi! Dünya’yı kendine hayran bıraktı!
Zenginden çalıp, fakire dağıtan hırsızlar da oldu bu dünya da! İki örnekle geçiştirelim: Bağdat Hırsızı ve Robin hood Sinema dünyasının efsane hırsızları bunlar!
Gerçekleriyle karşılaştığınızda, hep canınızı yakarlar!
Sizin hırsız, bizim hırsız diye bir şey yoktur! Sesini çıkarmazsan, en az onlar kadar hırsızsındır!
Çünkü senin malını çalmasa bile bir emeğin karşılığı olan ve de emekçinin geçimi olan variyetini çalmaktadır!
Gelin, siz bu seçimde hırsızlığı kategorize etmeyin!
Bazı hırsızlar, ayırım yapmazlar! düz ara götürürler!…
Kanun karşısında cezaları yok onların…
Yıkın değer yargılarınızı!
Yıkılmış, harabe olmuş, şehrinizi onaracak işin ehli bir ustaya verin!
Çuval çuval para dağıtacak olanlar var!
Sizden çaldıklarını size dağıtacaklar…
Onlar kelle başı hesap yaparlar!
Gel, sen vicdan hesabı yap! Harcatma şehrini, sonra çok arayacaksın!