Bağrışlar, çığrışlar arasında sahne aldı Başbakanımız! (o tarihte)
Tribünlerde yasaklanan meşaleler, burada serbest!…
Yanıyor meydan, kırmızı turuncu mor!
Anadolu’nun kavruk delikanlısı, atmosferden etkilenmiş; bir cigara yakıyor derinden çekiyor içine “yansın” diyor, “yansın içim, ciğerim ne varsa yansın” diyerek, dumanı salıyor havaya!
Birden, gök gürültüsüne benzer bir ses savruluyor havaya!…
“Hey sen”!
İşte, o an dünya duruyor, rüzgâr esmiyor, kuşlar ötmüyor, o kalabalıktan çıt çıkmıyor!
“Sana dedim beni duyuyor musun”?
Çıt yok!
Aksine, bir ince duman daha savruluyor havaya!
Başbakanımız, tam daha hiddetli bağıracaktı ki yandan bir uyarı alarak ses tonunu iyice yavaşlatıp, biraz da hüzünlü bir hale getirerek soru verdi!
“Neyin var, niye bu kadar efkârlısın”? “Karadeniz de gemilerin mi battı”? Diyerek, gönül alıcı bir tavır takınıyor!
İşte o an dünya yeniden dönmeye, rüzgâr esmeye, kuşlar ötmeye başladı, kalabalık çığlık çığlığa bağırıyordu…
Kavruk efemiz, bütün bu söylenen duymamış gibi derin bir nefes daha aldı cıgarasından ve havaya üfürdü inceden…
Nasıl da güzel üfürüyordu!
Başbakanımız, uzun uzun baktı havadaki inceden yol almakta olan dumana!…
Epey bir seyretti ve sonra “Anladım, merak etme sen!… Şimdi, emir veriyorum; arkadaşlar halledecekler” diyerek, konuya bir derinlik kazandırıp, geçiştirmek istedi…
Daha lafı bitmemişti ki ön sıralardan bir vatandaşımız da elini cebine atıp, cigarasını telleyip, üfürüverdi o anda!
Başbakanımız kendini tutamadı bir an!
“Başbakanının karşısında sigara içmeye utanmıyor musun”? Diyerek, terslendi ama nafile! Karşısındaki adam üst üste sigaradan nefesler alıyor, dumanını havaya üfürüyordu…
Derken, bir diğeri daha yaktı! Bir diğeri, bir diğeri derken alanda herkes sigara içiyor ve dumanlarını havaya üfürüyordular! Başbakanımız renkten renge giriyordu! Danışmanlardan biri yanına yaklaşarak kulağına bir şeyler fısıldadı!…
Sayın Başbakanımız, hafiften tebessüm ederek mikrofona dönerek; “sizin de ne çok derdiniz varmış” diyerek gülmeye başladı!
“Başbakanımız, halkının sağlığını düşünmek zorunda. “Ben, bırakın bu sigarayı diyorum”! Siz, daha derin üflüyorsunuz.” Diyerek, son cümleyi biraz düşündürücü söyleyivermişti…
“Ben, halkımın sağlığını düşünürüm, bunu iyice bir düşünmek gerekir” diyerek konuyu kapatmıştı!…
Halkının sağlığını düşünen Başbakanımız bunu akılcı bir yöntemle çözmeye çalışıyor!
Bir paket sigaranın %87,7’si vergi!
Siz de Başbakanımızın (Şimdi ki Cumhurbaşkanınızın) içmenizi istemediği sigarayı “üç ay kadar” bırakmayı başarabilecek misiniz?
Cumhurbaşkanımız, mücadeleye devam ediyor da ondan dedim!
Dünya’da sigara ile mücadelede 4. Sıradayız biraz sıkarsanız başka bir mücadeleyi de başarmış olursunuz…
Neden, “olursunuz”? Dedim, “çünkü ben sigara içmiyorum”!…