Ana SayfaLütfü ErtürkKarpuzların Önünde, Domatesin Yanı Başındaki Zehir…

Karpuzların Önünde, Domatesin Yanı Başındaki Zehir…

Bugün domates festivali yapıyoruz. Uydurma bir festival değil! Güzel mi güzel, bir ürünümüzün tanıtımını yapıyoruz. 41 yıldır ve 41 kere maşallah diyelim…

Bu festivalde iyice eğlenmeye bakın, belki bir daha domates festivali olmayabilir…

Ayçiçek tarlalarının ortasında “Kocaman bir Çimento Fabrikası” yükselecek!

Yanı başında organik tarım yapılıyor, az ötesini yeni oturum alanı ilan ettiler. Siteler kuruluyor.

Zamanın Köy Kent Projeleri kapsamında açılan sanayi alanlarıyla karşılaştırmayın sakın… Onlar, küçük ölçekli sanayi kuruluşlarıdır. Elbette olmamalıydı. İstihdam yaratacaklar diye doğanın katledilmesine göz yumuldu…

Organize Sanayi Bölgemiz var mı bizim? Yok, bir sürü projemiz var ama OSB’miz yok. Alt yapı yapacak bütçe lazım. Olmasın zaten. Turistik bölgede OSB’nin işi ne? Altını üstünü bilmem ama alt yapısız da olsa geliyor işte. Hem de dört koldan ilerliyor. Silivri, tarihinin en talihsiz en bedbaht zamanını yaşayacağız…

Çok değil, kısa bir müddet önce hem de İBB Başkanın ağzından işitiyorduk. Çatalca ve Silivri, İstanbul’un tarım kentleri gözümüz gibi bakmalıyız derken. Kucaklaştığımız tarım projelerine bakın (!)

Geçtiğimiz günlerde şehrimizin Kent Konseyi salonunda Boğaziçi. San. Tic. A.Ş yetkilileriyle bir toplantı gerçekleştirdik.

Ne yazık ki toplantı asıl amacından saptı. Firma yetkililerinden öğrenmemiz gerekenleri değil de bir takım alakasız sorularla bir nevi sabote edildi diyebilirim.

Orada hiçbirimizin aklına gelmeyen soru şuydu!

Ruhsatınız nerede?

Sorusunu soramadık. Hakikaten almışlar mıydı? Almadan mı inşaata başlamışlardı?

Aslında en sorulması gereken de buydu!

Yakın tarihlerde Pehlivanoğlu Çimento santralinin ruhsatı olmadığından inşaatı durdurulan ve mühürlenen firmayı örnek gösterebiliriz… Yani çifte standart mı uygulanıyor?

Evet, firma yönetimine göre üretecekleri mamulün çimento olmayacağını söylüyorlar ama bir yandan da baca diyemeyip, 24 adet filtreli odalardan bahsediyorlardı.

Senelik 36000 (otuzaltıbin) kamyonluk bir trafiğin bölgeye intikal edeceğini düşünün ve bu 36000 kamyonun yaratacağı her çeşit çevre kirliliğini gelin 24 adet filtreden çıkacak olan uçucu partikülleri mukayese edin.

Çok değil 40 yaşında olanlarımız bile anımsayacaktır. Bir zamanlar Alipaşa ve Küçük Kılıçlı köylerimizin yollarını… Kum kamyonlarının çıkardığı tozdan, bütün bir ova kirlenmiş, yollar perişan olmuştu. Köy minibüsleri Karasinan Bölgesi üzerinden gidip geliyordu…

Oysa yükümüz şimdi çok daha ağır, çok daha zehirli… Bölgemizin, turistik bölge olduğunu da unutmayalım…

Firma yetkilileri, “Çimento yapmayacağız” diyorlar, bacamız olmayacak diyorlar baca yoksa 24 filtre ne için? Klinker işleyeceğiz diyorlar!..

Bakın ne diyor firma? Yapacağımız “Klinker Üretimi ve Paketleme Tesisi” ile ilgili dosya içeriğindeki tüm hususlara uyma taahhüdü veriyoruz diyorlar.

Aslında ilgili fabrikada Klinker Üretimi ve Paketleme yani Portland Çimento tesisi yapacaklar.

Taahhütleri mi? Beyoğlu 29. Noterliğinden 10.12.2024 tarihinde 44800 No ile bir taahhütname hazırlatıyor.

Buraya kadar her şey güzel gidiyor ve yasal!

Bundan sonrasına dikkat! Taahhütnamede yazılı olan Silivri Balaban Mahallesi Kartaltepe mevkii 221 Ada 5 parseldeki tapulu arazi diyor?

Oysa tapu tarihi 12.12.2024 yani iki gün sonra! Ne var bunda demeyin? O saate kadar kendilerinde olmayan bir arazi üzerine taahhüt alıyor!.. 24.12.2024 ticari işletme olaraktan tescil ediliyor…

Geçtik…

Klinker üretimi ve paketleme tesisi (yıllık 990.000 ton)

“Proje tanıtım dosyası ve Nihai proje tanıtım dosyalarının eklerinde yer alan tüm bilgi ve belgeler için taahhüt veriyoruz” diyor.

Kim diyor?

Boğaziçi Çimento San. ve Tic. A.Ş adına yönetim kurulu başkanı Abdürrahim Zengin…

Silivri Belediyesinden nihai projeye bakan biri var mıdır sizce?

Lakin, meclis gündeminde Belediyemize verilen hibelerin motor şasi numaralarını ezbere okudular.

Bir milyon ton diye taahhüt etmiş olsalar ÇED raporu alamazlar o bölge için…

Yani o bölgemizde Çet raporuna gerek duyulmadan 2. Sınıf çimento (Portland) üretilecek, bacasız ama 24 filtreli bir fabrikamız oldu.

Uçucu külleriyle, havada asılı kalan partikülleri ile kamyonların yapacağı her türlü (ses, toz, koku) kirliliği görmezden gelerek ne diyor Belediye Başkanımız? Taahhütlerinin dışına çıkarlarsa “Yıkarım” diyor…

Bana billboardlarını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim!

Yıkma, inşaatı durdur…

Ve Silivrililer, Değirmenköylüler, Çanta halkı bu gece Domates festivaline gidin Çelik’le bir güzel eğlenin… Belki bu son festivalimizdir…

NOT: Hey siz, “İstanbul’u besleyeceğiz” diye, yola çıkanlar. Dedikten sonra 2 ay içinde 20 bin dönüm tarım arazisini kaybettik. Faili meçhule gittik…

“Kentsel Tarım” diyenler, bir sesinizi duysaydık bari…

Karpuz kırı mevkii bu bölgenin hemen arkasıdır. Karpuzları ile ünlüydü… Domatesi son görüşünüz olabilir…

İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

Öyle işte

Acılara Tutunmak

Ne zaman özlesem ki

Ustaya Saygı

Memleket Meselesi

Çamurun Ateşle Dansı

Saldım Çayıra

İlgili Yazılar

Öyle işte

Acılara Tutunmak

Ne zaman özlesem ki

Ustaya Saygı

Memleket Meselesi

Çamurun Ateşle Dansı

Saldım Çayıra