Şehri ve içinde yaşayanları emanet bilmek, bu emanete ihanet etmemek demektir.Halka hizmet ederken, hakka hizmet ettiğini de unutmamaktır!..
Böyle diyor kitaplar!
Öyle de zaten…
Günümüzde şehri emin yani belediye başkanı güvenildiği için seçilmiş ve kendisi ile birlikte güvenilmiş insanlarla şehrin yönetimi verilmiş insandır…
Duydum; demokrasi gereği seçilen diğer partili belediye meclis üyesi arkadaşlar, şehri emin ile bayramlaşmamışlar!
Doğru mudur bilemiyorum?.. Ama bayramlaşmamalarını da el altından “protesto ediyoruz” diyerek, etrafa yayıyorlarmış!..
İşte bu çok kötü bir ahvaldir! Durum ve durumun yaratacağı olaylar zinciridir…
Bayramlaşmaya gitmeye bilirisiniz! Şahsınızı ilgilendirir. Ama “protesto ediyoruz” demeniz gaflettir, kabahattir, aymazlıktır!
Belediye Başkanı salt çoğunlukla seçilendir, seçilmiştir. Tıpkı sizin gibi her biriniz gibi…
O zaman meclise de katılmayın, protesto edin. Hatta İstifa edin. Gerekçelerinizi sıralayın ve durumun vahametini anlatın ve ayrılın.
Yukarıdaki sözlerimi bundan birkaç yıl önce bir önceki dönem ama yine aynı meclis üyeleri için yazmıştım!
O zamanki konu şuydu!..
Belediyemizde yanlış ve hatalı işlerin olduğunu söylediğimiz de “Biz de biliyoruz ama yapacak bir şey yok” deyip savuşturduğunuzda ve bazılarımızın da çok güzel de iş takibi yaptığını yazmıştık!
Ne oldu?..
Bayramlarda bırakın protesto etmeyi, bazıları öyle bir kucaklaşıyordu ki başkan beyle, diğerine sıra geç geliyor diye sarılanı protesto ediyordu…
Yukarıda anlattığımız olaylar zinciri, seçilmiş iradeyi temsil edenler içindi!…
Bir bakalım bu bayramlaşma işlerini kim organize ediyor?..
Tüm yurtta bayramlaşma yerini saatini, protokol zeminini belediyeler hazır ederler, Kaymakamlığın daveti üzerine de toplu bayramlaşma seremonisi düzenlenerek davetlilerle bayramlaşma gerçekleşmiş olur!
Şimdi, sayın meclis üyelerimizin sığındığı bir gerekçe var!
Silivri Kaymakamı Sayın Tolga Toğan bu bayram aramızda değiller. Yerine de Çatalca Kaymakamımız Sayın Erdoğan Turan Ermiş vekalet ediyordu! O da aramızda olamadığından bayramlaşma daveti Belediye Başkanımızın daveti ile gerçekleşmiş oldu!.. Hal böyle olunca da davete icap edilmemiş oldu!.. Dışarıya yansımasını da kafalarına göre yönetmeye kalktılar!.. Protesto ettiklerini fısıltıyla söylemiş oldular!..
Atanmışlar, tek bir iradeden atanırlar! O irade etkilendiğinde atadığı makamı tekrar atayabilir, bir daha atayabilir, bir başka yere de atayabilir! Çünkü atanmış olan; o, iradenin temsil gücüdür. Temsilini beğenmeyen irade; iradesinin gücünü sorgulatmak istemez!..
Yani bir iki kuvvetli siyasinin önderliğinde Kaymakamlığı 50 kişi toplanır protesto eder, imza toplar, gönderme eyleminde bulunabilirsiniz (!) (bugüne kadar böyle bir protesto görmedik) hep kapalı kapılar arkasındaki oyunlarla cereyan etti bu göndermeler!..
Seçilmiş olan ise halkın iradesidir. Temsili güçtür, salt çoğunluktur. Demokrasidir. Yani orada olmanın bedeli halka ve dolayısıyla da hakka hizmettir. “Gelin gönderelim” demekle olmaz, halkın iradesidir karşınızdaki…
Ne demiştik?..
Şehri emin: Kamu mallarını peşkeş çekmemeli, EMİN olmalı, söz verdiğinde sözünde durmalı, sözü namus bilinmeli, Erdem sözünün ağırlığı ve arkası olmak, şehri emin olmanın en birinci kuralıdır…
Güzel bir bayram gününde daha önceden içinde bulunduğununuz erdemli üyeliğinizi de işin içine katarak (!) Bırakın bayramlaşmayı protesto etmeyi. Madem yanlışlarla dolu bir yönetimin içindesiniz! İstifa edin, edin de erdeminizi görelim. Erdemli bir Kurban Bayramı görelim!..
Affedersiniz ama artık böyle tırıvırı işlerle halkımızın kafasını meşgul etmeyin!..
Tek bir soru size! Geçmiş dönemden içinizden biri kalkıp da şu işte yanlış yaptık ben istifa ediyorum dedi mi?.. Yoksa her şey çok güzel, şiş kebap çok güzel, ben yine gelecek meclise mi (!)
Doğru, ne şiş yansın ne kebap? Buna düpedüz panayırcı kavgası derler…
Daha bitmedi!