Biz de Ukrayna dendiğinde aklımıza hemen Dinamo Kiev, Shaktar Doneks ve ülkemizi ziyaret eden turistleri ile tanırız(!) (Hangi şartlarda geldiklerini bir gün yazarım)
Oysa, Ukrayna ayçiçek ve buğday deposudur! (Geleceğiz oraya da)
Apartmanınızda komşunun köpeğine bile tahammül edemeyip, şikayetçi olurken, burnun dibine kadar sokulan ABD’nin nefesine tahammül edemezdi Rusya! Onlar da tahammülsüzlüğe tahammül edemediler zaten… Taammüden ABD’nin yanında yer aldılar. Avrupa’nın şımarık devletleri Fransa ve Almanya NATO adına şov yaparlarken, Belçika da aralarından ürüyordu… “Ukrayna NATO’ya girmek istiyor.”
İlk bakışta Ukrayna NATO üyesi olmak için çırpınıyor gibi görünüyor! Aman ne masumane bir durum…
Peki bizde ki durum ne?..
Çıkın meydanlara bakın, sağcısı, solcusu, dincisi, dinsizi herkesin ağzına pelesenk olmuş olan emperyalizme lanet okuma!.. Vallahi ayine dönüşmüş durumda…
Oysa, emperyalizm onların alayını sever (!)
Tek sevmediği, sosyal devlet, sosyal ahlak ve devletçiliktir…
Bir ülkeyi bozmaya yetecek argüman vardır ellerinde!
Değişmeyen kuralı; sosyal ahlakı bozmakla başlarlar! Ve bunun için tek bir silah yeter!
Manipülasyon…
Yani manipüle etmek!
Nasıl başlar?
Algı operasyonları yaparak, inandırılmış bir toplum yaratmak!
Sen kıçını yırtarsın “Kral çıplak” diye! O, inandığı kralına “Çok yakışmış kralım” diye selama durur… Çok gördük.
Peki, kim manipüle edecek, algıyı kim yönetecek derseniz?..
Mutlaka bulurlar işlerine yarayacak bir palyaço!..
Öyle de oldu! Bir animasyoncuyu cumhurbaşkanı yaptılar. Araştırsak ülkemizde Akdeniz bölgemizdeki oteller de bile çalışmış olabilir…
Ukrayna, sahnesinde son oyuncu Volodimir Oleksandroviç Zelenski 1978 doğumlu Ukraynalı bir Yahudi ailenin çocuğu. İsrail, genç yaşta kancayı takıyor çocuğa… Okul, öğrenci fonları falan derken; biraz madde bağımlılığı, biraz animasyon gösterileri sonra zayıf bir siyasi parti başkanlığı ve bugünkü durum!..
Görünürde, Avrupa destekliyor ve yardım ediyor! Gel, sen NATO’ya gir daha çok yardım ederiz diyorlar.
Buraya kadar gördük ki kimse kimseyi boşuna oralara oturtmuyor. Oysa, algıyı yiyen Ukrayna halkı…
Bize bir zararı var mı?..
Az heyecan, çok merak!..
Peki, biz kendi ülkemizde nasıl manipüle ediliyoruz.
Ne demiştik? Ukrayna, ayçiçek ve buğday ambarı, en iyi müşterileri arasında biz varız! Almanya, Fransa, İspanya, İtalya, Yunanistan var!
Biz Ayçiçek ülkesi değil miyiz?..
Evet ama onlar, bizden 4 kat daha büyük üreticiler. Bir eksiklikleri var! Fabrika ve makineleri çok eski, randımanlı çalışmıyor, sıkamıyorlar ürünü! Biz o küspeyi alıp bir daha sıkıyoruz.
Kime sıkıyoruz?..
Amerikan yağ şirketine!..
O kime satıyor? Bize.
Anımsayın canım, zeytinyağlı yiyemediğimiz, basma da fistan giyemediğimiz günleri (!) Önümüze pastörize yağ sürmüşlerdi…
Duyuyorum sizi, “Manipüle nerede” diyorsunuz?.. (Aslında türküyü anımsamak bile yeterli ama)
Alın size manipüle! Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği (BYSD) Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, ne diyor? “İki aylık stokumuz kaldı” diyor. “Sektörden kaynaklanmıyor” diyerek, topu toptancıya, tüccara atıyor. Belki sektörü aklamaya çalışıyor ama bi gerçek var, yağ yok! Millet kuyrukta… alın size algının da dik alası?..
“Biz geldik, yağ kuyrukları bitti” diyenlere rögar kapağı gibi kapak! Neymiş?..
İki günde yağ kuyruğu oluverirmiş demek… Tüp yok artık ama doğal gazı da örfi idareye sokabilirler. Bir bilen ne demişti yine o günlerde “Yok diyene bi kamyon göndereyim!”
Eh öyle de oldu. Seçimi aldıkları gün, boydan boya yağ kesmişti memleket (!)
Bakın geçen yıl patates vurgununu unutmadık! 20 TL olan patates bugün sordum 1.60 TL yüzüne bakan yok…
“Patates bu, bunun kuyruğu mu olur” demeyin! Olmuştu işte, buna manipülasyon deniyor sevgili kardeşim.
Hani, “coğrafya kaderdir” deyip dururuz ya! İşte, o coğrafya sosyal ahlakın baş yaratıcısıdır. Bozmaya gelmez, bir daha da toparlaması çok zor olur. Dağılır gidersiniz…
Lafı dolandırıp durduk değil mi?..
Fena halde manipüle edilen bir ülkeyiz! Ne İsa yaranabilir bize, ne de Musa!..
Bir dakikada iktidarı düşürür, 2 dakika sonra baş tacı ederiz…
Sosyal ahlak, insanın insana karşı davranışından doğmuştur!
Bu memleket, hangi ara değişti bu kadar?
Ahi ocaklarını kurmuş bu memleketin insanı. Aşevleri kurup garip gureba doyurmuşuz. Zor günlerde zorda olanlara yardıma koşmuşuz…
Dün, AVM’nin birinde bir kamyon dolusu 5 litre ayçiçek yağını 100 liradan satmak üzere rafına dizmişken, bu sabah hiçbiri ortada yoktu! (Gözlerimle gördüm)
İşte, sosyal ahlak budur. Kul hakkını böyle gasp etmek sosyal ahlaka uymaz!
Bunu yapmayan, temel ihtiyaç maddelerine zam yapmayan insanları ve ülkeleri çok gördüm! Evinize yağ doldurmayın! Patates gibi oda düşecek yarın öbür gün…
Birilerinin tiyatrosunda suflör olma!
Gerçeği bağır, bağır bağırabildiğin kadar! Acının insana kattığı değeri bil, Küsme! Hem çok zor hem de çok kısa bir maceradır ömrün, ömür imtihanla geçiyor. Ve gitmeyi kafandan sil, safları sıklaştır…