Okumuş Amele

Aslında durum, “pantolon uyduramadık, gömlek verelim”  kuralından yola çıkmanın, vaziyeti kurtarma halidir.

8 yıl öncesinden müjde vermeye başladı! “Üniversiteler şehri olacağız” diye… Olamadık!

Üniversiteler gelmedi, liseyi soktu devreye yukarıdaki söz misali.

En son itirafında ne diyordu? “Öğrenci yurtları yok diye; üniversiteler bizi tercih etmiyor.”  Demişti.

Ne zaman demişti? Şehrimizin bir kız öğrenci apart oteli açılışında; yana yakıla anlatmıştı o gün. Biz de “kekleme Sanatı “ diye bir yazı yazmıştık. O yazımızdan bir paragraf sunalım sizlere…

(Tuttu dedi ki “Silivri’ye neden üniversiteler gelmiyor biliyor musunuz?”  Aaa! Herkes birbirine bakıp, şaşırıp kaldılar. Sahi ya, bu üniversiteler neden gelmiyordu? Oradaki topluluğun şaşkınlığını gören değerli başkanımız gerçeği söyleyiverdi!  “Şehrimizde öğrenci yurtları olmadığı için gelmiyorlar” deyiverdi. )

Olmayan üniversitelerin, öğrenci yurtlarını sorgular olduk.

Tarım lisesi, aslında tarihte uygulanmış bir eğitim modelidir.  Benito Mussoli’nin başa geçtiğinde İtalya da bir nevi işsizliğin önüne geçmek için, yarattığı ve kısa bir dönem uyguladığı temelsiz bir eğitim modelidir. Okumuş ameleler yaratarak pirinç tarlalarında çalıştırmaya başladı.

Bulgaristan da sosyalist dönemde kolhoz denilen tarım kooperatiflerinde köylülere verilen ziraat kurs ve seminerlerinden oluşuyordu. Arıcılık başta olmak üzere, süt ürünleri, ipek böceği ve meyvecilik dersleriydi bunlar. Bir nevi halk eğitim kurslarıydı ve hiçbir akademik kariyer içermiyorlardı.

Kısacası, “Tarım Lisesi” tarihin tozlu yaprakları arasında kalmış köykent eğitim projelerinden esinlenmiş bir sistemdir.  Hani, şimdiki zaman için sistem demek bile çok iddialıdır. Bir nevi ütopyada diyebiliriz.

Müfredatın içinde ne kadar kabul görecektir? Şimdilik, akıllarda bir soru işareti olarak kalacaktır bu!

Herkes sihirbazın, şapkadan tavşan çıkarmasını beklerken; tarla faresi çıkarması gibi bir olaydır bu!

Sadece Sayın Işıklar’ın güç zehirlenmesine bağlı olarak yarattığı bir hayaldir, bir ütopyadır. Çünkü büyük üniversiteler için büyük fedakârlıklar gerekmektedir. Özel eğitim kurumları hiçbir zaman Devlet Üniversitelerinin ya da isim yapmış eğitim kurumların yerini tutmaz. Cadde ortasında, sokak arasındaki bir üniversite ile gerçek üniversitenin ihtişamını veremezsiniz öğrencilerinize…

Tarım lisesi, şu an kendini tanımlayamamış bir kurum olarak eğitim sisteminde yer almaktadır. Bir sonrası için nasıl bir uygulama olacağını müfredat programına almış mıdır?

Bir arkadaşımızın da dediği gibi “siyasi korkuların yarattığı bir sığınaktır”

Makineleşmiş bir tarım ile tarım için eğitilmiş bir insanın karşılaşması gibi bir şey olacaktır.

Bu bir nevi de Sayın Işıklar’ın sözünden yola çıkarsak, “öğrenci yurtları yok diye üniversiteler şehrimize gelmiyor” sözüyle, üniversitelere atıfta bulunulması gibi bir şey olmuş. Öğrenci yurtlarını yarattıktan sonra açılması zorunlu hale gelen eğitim kurumunu yaratmak gibi bir şey olmuş. Eh bu da bir nevi gömleğe göre takım elbise aramaya benzemiş.

Olsun, belki gömleğin bir hatıratı vardır. On takım elbiseye değer…

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

Kıymetlim!

Viktualienmarkt!

Suça ortak olmak

Yeniden Merhaba

Memleketim!..

Hop Dedik!

Zeynep Abladan Mektuplar

İlgili Yazılar

Kıymetlim!

Viktualienmarkt!

Suça ortak olmak

Yeniden Merhaba

Memleketim!..

Hop Dedik!

Zeynep Abladan Mektuplar