Mübadele Evi

Kısacası değişim, değiştirme, yani müdahale edilerek değişim. Eşit şartlar vaadiyle takas!.. Yani istem dışı, mecburi kabul etme…

Yani kimseye “gitmek ister misin?” diye sorulmadı! Yürü gidiyorsunuz dendi!.. Alelacele, çabucak, birdenbire!

Gemilerle, kağnılarla ve yaya gittiler, geldiler!

Olsun! Üzerinden 100 yıl geçmiş ama 100 yıl sonra muazzam bir girişim!.. Fevkalade bir proje… Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Başta bu projenin hayata geçmesi için, belediyenin istimlakine rıza gösteren Yılmaz Kandemir’e teşekkür ediyorum. Gönül isterdi ki dernek başkanı Sabit Bey’den sonra Yılmaz Bey’in de sağladığı katkılar için iki söz hakkı verilmesi uygun olurdu!..

Ya da temel atma töreninde, beton santralinin butonuna basmasını isterdim. Unuttular sanırım Yılmaz Kandemir’i!..

Yüzde yüz doğru bir atılım. Yüzde yüz doğru bir proje, güzel bir tören ama ya anlatımı?.. Sırasıyla; Dernek Başkanı, Belediye Başkanı, Silivri Kaymakamı ve Vali Yardımcımız konuştu!..

Ne dediler?… Her şey güzel olacak dediler! Bekleyin, daha güzel şeyler olacak dediler, az daha beklerseniz daha da güzel şeyler olacak dediler!..

Mübadil, acı yüklü insan demek, mübadil giderken, yerine gelecek olanlarla yolda karşılaşan ama selamlaşamayan demek. Mübadil, her iki tarafın da acılarla, gözyaşı ile dolu günleri demek!

Sevgili Belediye Başkanımıza buradan sormak istiyorum!

Siyaset, bazen siyaset yapanın insani duygularını bitirir derler. Mübadillerin, yerlerinden sökülüp getirilmesini kurtuluş savaşı ile nasıl bağdaştırdınız?.. Pek anlayamadık.

Muhacir ile mübadil aynı şeyler değildir.

Madem hamaset sanatı yapacaktınız, Maximus’un işi ne orada?

Niye davet ettiniz kendisini? Nasıl, takdim ettiniz kendisini, “Silivri Metropolitanı” diye, o zaman, Sayın Metropolitan da iki kelime etseydi de daha güzel olmaz mıydı? Ya da sordunuz mu? Mahallemizde kaç eviniz var diye?.. Silivri Metropolitanı T.C sınırları içinde resmi bir görevli midir? Yoksa, Yunan Ortodoks Kilisesinin görevlisi mi?.. Kimdir?

Peki, o zaman mübadelenin üzerinden bir savaşın tasvirini yapmak neydi o öyle?.. Bu, orada Osmanlıdan kalan akıncı beylerini kurtarma operasyonu değildi ki?..

Buradan giden mübadillerle ilgili tek bir söz bile etmediniz! Onların yüreklerine dokunmadınız. Yani biraz haksızlık etmiş olmadınız mı?

Onlara kapalı mı olacak bu Mübadele Evi. Oysa, siz de bir mübadil çocuğusunuz!

Minicik bir anımsatma mübadele ırklara göre değil, dinlere göre yapıldı!

Belki duymuşsunuzdur. Şöyle bir söz vardır eskilerde “Hanyalı mısın? Konyalı mısın”? Diye. Konya’yı herkes bilir de peki, Hanya neresidir biliyor musunuz” ?.. Girit’tedir. Giritliler de Asla Yunan değildirler! Ya nerelidirler? Yunanlıların buraya yerleşmesine izin verdiği Traklar, Mısırlılar ve Sudanlıların bir kültür sentezlemisidir. Yani, Yunanca konuşan melezlerdir.

Bunu niye anlattım. Şimdi, karşı diye baktığınız insanlar; belki genetik akrabanızdır. Size göre Konyalıdır ama bana göre belki de Hanyalıdır. Yani belki de Traklar’dan olabilme olasılığınız yüksektir!..

Mübadiller, bu toprakların ortak acısıdır! Öyleyse, Türk örf ve adetlerine göre o evde mutlaka bir misafir odası olmalıdır!

İçinizdeki insan sevginizden asla şüphem yok! Biraz da sol yanınızı dinleyin, dinle bak kalbin ne diyor?

Sevgiyle kalın,

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

İlgili Yazılar