Konfüçyüsçü ahlakın ana temeli, “Büyük Bilgi ”de kendini, ev halkını, milletini yönlendirme, barışı sağlamanın yolunu bulma şeklinde açıklanmıştır. Konfüçyüs, dünyada beş şeyi her şeye uygulayabilmek yeteneğine “mükemmel erdem” demektedir.
Bunlar; ağırbaşlılık, cömertlik, samimiyet, doğruluk ve nezakettir.
Karşımızda yeni bir Erdem var, Eren Erdem!
Kendi partisi tarafından iktidara teslim edilmiş bir siyasetçimiz!
Aylarca hapis yattı! Demokrasi adına, insanlık adına, çalışmayan adalet sistemi adına! Aylarca hapis…
Bir anda dünyanın konuştuğu insan pozisyonuna geldi!
O içerideyken, dışarıda eylemler düzenlendi. “Adalet istiyoruz” diye kendimizi yırttık…
Siyasilerin, içeride yatmalarını ayrı bir “erdem öğretisidir” diye, biliriz!
Öyle olmadı o yükseldiği makamdan Silivri üzerine sorti yapmayı tercih etti!
O gözümüzde büyüttüğümüz, o erdemlik abidesi zannettiğimiz, Geleceğin CHP genel Başkanlığı’na aday gözüyle baktığımız Eren Erdem; Silivri’ye gelerek Silivri siyasetine ayar vermeye kalktı!
Sığ bir siyaset yapmayı tercih etti!… İrdelemeden, örselemeyi seçerek! Yer, sokak tarif ederek, çanta markası vererek!
10 ay sonra seçim hesaplaşmasına giriyor, 6 bin oy veren seçmeni, rüşvet aldığını iddia ettiği insanlarla birlikte vatan haini ilan ediyordu!
Kimin arkasında durduğunu bilmeden! Kimlerin çanta ile pozlar verdiğini bilmeden! dolarların yurt dışına gidişini ve yurt dışından gelişlerini görmeden, çantalardan bahsetmek için aceleci davranmış sanırım!… Merak etmesin, buradan hepsi yazıldı bunların!
Anlaşılan, seçimleri iyi takip edememiş, kulaktan dolma sözlerle düşmüş yollara! Peki, bir tane bile Silivri CHP’li ilçe yöneticisi, “durun Eren Bey siz ne diyorsunuz” diyemedi mi?
Eren Bey, vatan haini ilan ettiği insanların nasıl CHP’li olduklarını hiç sorgulamadı mı? Neden, gittiklerini hiç mi sorgulamadı? 2014 yerel seçim sonuçlarından bir yola çıksın nereye varacak bir görsün isterim!…
Hangi ruh halinde söylüyor o sözleri!
Ya da bir yerlere giden ve de bir yerlerden gelen çantaların markalarını kendisine hiç söylememişler mi?
2014 yılında çanta yerine zarf kullanmışlardı! Zarfların rengini de ben söyleyeyim mi?…
Ne diyelim şimdi? Seçim zamanlarında olur böyle şeyler mi diyelim!
Dikkat etmiş mi Sayın Erdem? 3 defa ret alan ve yönetimden çıkamayan adaya, genel başkanı niçin inisiyatif kullanır?
Diyebilir ki “ben içerideydim”! Biz dışarıdaydık ve izliyorduk!
Kırklareli’nin mevcut Belediye Başkan adayı Mehmet Kesimoğlu’nun adaylığını düşürürken, çanta falan da yoktu ortada! Sayın Genel Başkan, kumar oynadığından dem vurdu! Eski başkan gitti bağımsızdan koydu yine kazandı! Eee, abi! Hadi deyin bana; “çantanın rengi şuydu, markası buydu” diye
Kaldı ki kumardan bahsederken bizi es geçiyordu! O aday bizimkinin yanında pişpirikçi bile kalamazdı! Aman Eren kardeşim, bazen halk ders vermeyi kafasına koydu mu önünde dağlar dayanmaz!
Hem size, kim ne anlatmışsa yalan yanlış anlatmış! Bizim de “ben içerideydim” sözünüze karşılık, söylüyoruz! “Siz, içerideydiniz ama ne geçtiğini, nasıl geçtiğini bilemezsiniz”!
CHP’li girdim, CHP’li çıktım demiştiniz! CHP’li çıkmasaydınız keşke! Erdem içeride kalmış, Eren çıkmış oldu!
Bizler, Silivri’ye bekleriz, o hain dediğiniz 6 bin kişiden birkaçını da dinleyiniz! Kim bilir, birleri size, öyle bir şeyler anlatır ki? Belki, sizin önyargınız değişebilir; belki de bizler, ön yargımızı yıkmış oluruz size karşı!… Ben şu kadarını söyleyeyim! Ben hiç CHP’li olmadım, girsem de çıksam da erdemli ve eren dostlarıyla hep sosyalisttim!
İnsanın, ismine layık olabilmesi çok önemli değilse de yapacak bir şey yok, geçmiş olsun…