Ana SayfaSilivri ÖzelKim, nerede nasıl?

Kim, nerede nasıl?

Yaşı kırkın üzerinde olanlar hatırlayacaktır,

 “Hafta Sonu” diye bir gazetemiz vardı! İstanbul’un eğlence mekânlarından haberler verir, fotoğraflar yayınlardı. Özellikle de zengin sosyeteyi takip eder, onlarla ilgili haberler yapardı. Yukarıda kullandığımız başlık altında yayımlardılar… Kim, nerede, nasıl, kiminle?

Biz de üç zengin insan olarak dün akşam bunun gibi bir şey yaptık. Silivri’mizin, güzide mekânı Piyataya daldık. Ne yaparsınız ki kendi haberimizi de kendimiz yaptık.

Tuğrul Selimoğlu, kopmuş gelmiş Çerkezköyden, “bir saat vaktim var” dedi. Bir saate neler sığmaz ki? Dedik.  Mekânımız belli. Az sonra İhsan Tevfik Kırca hoca aradı; “bizden habersiz ha!” Diyerek.

Takipteyiz demek! Biz de teşekkür ediyoruz, Tevfik hocamıza haber veren arkadaşımıza.  Gecemize renk kattı…

“Çabuk gel, her şeyi bir saatin içine sığdırmaya çalışıyoruz” dedik…  Bizden çok daha zengin, Bu gece herkes zenginliğini ortaya dökecek…  Gönül zenginliğinden bahsediyorum tabi ki.

Bir saat içinde, içki masasında insan birbirinin hatırını bile soramaz. Biz dünyaları sığdırdık.

Şiirle girdik, sohbete. Yeni kitabı çıkmış hocanın, “Uzak Yazılarda” içinden seçip, seçip okutuyoruz; Bal damlıyor dudaklarından Tevfik hocanın, mezeye ne hacet! O okudukça;  bizim dudaklarımızdan içkiler süzülüyor gecenin içine…

Ah, tabi ya! Şefimiz Mustafa’ya bakınmaya başlıyoruz! Ne oldu da bu gece Mustafa bizi es geçiyor?  Yapmazdı böyle! Bir iki seslendik, tebessüm edip, geçip gidiyor Mustafa! Fotoğraf çekme bahanesi ile sıkıştırdık ağzından çıkardı baklayı! “Aydın ağabeyim size bir sürprizi var” dedi.  Saatlere bakıldı, “Eyvah geç kaldım” demeler, gülüşmeler arasında sürprizimiz göründü!

Koca bir tepsi Kalkan balığı 6 kiloymuş!

Aydın’a baktım. “Buranın sahibi benim sizlere hatırlatmak istedim” dedi.  Gülüştük…

Evet, koca bir kalkan ikram olarak doğramış Aydın kardeşimiz. Biz de öyle yaptık orada bulunan dostlarla paylaştık. Koca mekâna yetti de arttı bile. Aydın,  coştu bu gece yine “kesmedi” deyip, kalamarlar gelmeye başladı. Yeter, kim yiyecek bunları? Dediğimiz de ancak durdurabildik Aydın kardeşimizi. Söz, sana Aydın kardeşim.  Bundan böyle “Aydın” diye sesleneceğiz Mustafa’ya…

Gece ne çabuk geçti Biz Tuğrul hocamızı yolcu etmek zorundayız! Kalktık, hesap istedik! O da ne?

Ne diyelim? Aramızda kalsın, Aydın kardeşimizle dedik! Mahcubiyetimizin biri bin para! Mekân dolmuş, yer kalmamıştı. Yer açılsın istedik, yeni gelen dostlara, Piyataya veda edip, dudaklarımızda şiir ve rakının tadını alarak ayrıldık!

Ben iyiden iyiye değiştim/ Bir başka adam oldum anne/ En dipsiz yerinde uykuların/ Bir bıçak sırtı bütün anılara

İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

İlgili Yazılar