Ana SayfaLütfü ErtürkDenize bırakılan mektuplar!

Denize bırakılan mektuplar!

Bu mektubu, denize bırakılmış mektuplardan biri olarak gör olur mu? Uzaklardan gelip sahile vurmuş avare bir şişenin ayaklarına dolaştığı gibi…

Herkesin bir hikayesi vardır ve bu 8 milyar hikâyeden oluşan bir kütüphane demektir.!

Kaçı, karşımıza geçiyor, kaçı yanımızdan geçip gidiyor!

Hangi hikâyenin kahramanı olacağımıza kim karar verir!

Bazen, kahraman olacağımız hikâye; bizim için kaçınılmaz bir hikâye olacaktır! Çünkü hikâye seninle yazılmaya başlanmıştır.

Unutma ki birçok hikâyenin sonucuna etki etmektesin! Kader çizgisi senin elinde kıldan ince, kılıçtan keskin bir hal almaktadır! Hiçbir dava bir rahibe azizliğinde olmadığı gibi hiçbir rahibede günahsız değildir…

Yaşam sadece ilişkilerin sebep sonuç ilişkisi değil midir?

Kaç papazın ve imamın yolu, iman yolunu terk edip meyhaneden geçmiştir!

Hakkı ararken, hakkını kaybedenlerle doludur bu dünya!

Sen kendini nereye koyarsan koy, hep başkalarının çizdiği yolda ilerlemek zorundasın!

Olayların içinde kendi duygularını yargılama, darılmasınlar sana! Dejenerasyon ne şimdi oluştu ne de sona erecek!

Her şeyin bir değeri vardır! Otların içinde atıl halde olan bir demir parçasının bile! Onu değerli kılan şey, onun orada bulunmasını gerektiren şeydir! Gerekliliğidir yani! Senin deyiminle, hiçbir şey tesadüf değildir paslı bir demir bile…

Gerisi, değerler katmanın da yol bulacaktır. Yani kattığın değerlerle yücelir…

Sürdürülebilir yaşam budur!

Atomu bile bir arada tutan birlikteliktir. Dejenere bir yaşam, şu soruyu tetikler! İşime ne kadar yarar? Oysa, diyalektik bir yaşam hiçbir zaman tükenmişlik sendromu üzerine kurulamaz. Bunun aksi bitişe beş kala demektir.

Her insanın yaşamı dışarıyla paydaş, kendisiyle özdeştir! Kendinle özdeş olman seni, diğerlerinden biraz öteye taşır. Erişilmez kılar ve çok fazla Gerekliliğini duymazsın etrafın! (Sendeki gözlemlerimden biriydi) Paydaşlık ise bir andır! O anlar gelir ve gider. İlişkiler, ortak paydalarda bileşeni ve üleşenidir. Paydaş alanların değiştikçe ilişkiler de değişecektir.

Örneklersek, avam kamarasında daha gürültülü bir sevgi bağı vardır. Oysa Lortlar kamarasında şartlar öyle eşittir ki suskunluk hakimdir ve herkes her istediğine erişecek güçtedir!

Yaşam, ince uzun bir yoldur! Kendinle yürümekten vazgeçme!

Başka yaşamın görselleri senin ruh dünyana girmesine asla izin verme. Olaylar karşısında katı ol! Her görselin içinden başka başka hikayeler çıkar ve en hazır olmadığın anda seni tutar içine çeker!

Ben seni hep gördüğüm gibi düşünmek istiyorum!

Yani biraz Kill Bill gibiydin benim için! Soğuk ve ürkütücü.

Öyle kal!

Unutma, insanlar meslekleri ile sorgulanmamalı diyen sensin!

Kumar oynayan bir insanın bitişini seyretmek, bir krupiyenin kalbini ne kadar sızlatır? Sabah o insanın intihar etmesi ise krupiye üzerinde bir suç isnat eder mi! Yoksa o, ertesi gün müşterilerine güzel görünmek için makyajını mı tazelemektedir.

Ben ne zaman korkarım biliyor musun? Kendimi ifade edemediğim zaman…

Ben sana gelmeye korkuyorum dediğimin altında aslında bu yatıyor! Kendimi ifade edememek! İşin içine “sihir bozulmasın” cümlesini katmak, korkaklığımı izole etmek içindi. Hissettin bunu sen…

Ama sana kısacık bir zaman sürecinde “Seviyorum seniii” diye bağıracak kadar da deli bir yüreğin sahibiyim!

Dedim ya zamanın ötesinden gelen bir sarmalın içindeydim!

Ama yine de kendimle konuştuğum anlarda buradan sallaması kolay git kill bill’in karşısında söyle diyerek kendimle de dalga geçtiğim anlar olmuştu!..

Hadi yarının ne getireceğini bilmeden, gelecek adına canı sıkılanlardan olmayalım!

Bence bu kısacak anlarda yaptığın ve benimle anlatarak paylaştığın o güzel işlerin mutluluğunu sürdürülebilirliğini düşünerek yeniden mutlu olmayı düşün…

Ne diyeyim!

Tanrının şahit kıldığı milyarlarca canlısı ile hazır duruma getirdiği yargı sistemine bir baksana!

Hangi günahın bedeline senin tanıklığın gerekecek biliyor musun? Yok, belki senden önce orada bir sivrisinek kayıttaydı! Küçük bir köpek yavrusunu sevmek, güzel bir çiçeğin tablosunu yapmak, yüzbinlerce canı aldıktan sonra bir canı bağışlamak bütün diktatörlerin yazgısında vardır! Hatta ona kurşun sıkacak ya da ipini boynuna geçirecek bile onun yazgısı için yaratılmıştır! Üzme kendini sen…

Bağırayım mı?…

Seviyorum seniiii Kill bill

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

İlgili Yazılar