İhmalden….
Fidan ekmediğimiz kadar insan koyar olduk toprağa!
Ellerinde çiçekler olması gerekirken çocukların,
Mezarlarına eker olduk…
“İhmalden” yazıyordu gazeteler,
Kan kokan satırlarında!..
Neden?..
Doksan yaşında ölene sevinir olduk,
Mutlu yaşayıp yaşamadığına bakmadan.
Defalarca ölüyorum!
Gâh toprak altında kalıyorum,
Gâh toprağın üzerinde cayır cayır yanıyorum
Nimet olması gereken yağmurda sele kapılıp ölüyorum,
Neden?
Ceset torbaları sıradan oldu!
Sanırsın ki çöp torbası…
Rayban gözlüklüler gelmiş cenazeme.
Hepsinde bir an bitse de gitsek telaşı
İhmalden öldü yazmazlar ölüm kağıdıma,
Kim bilebilir ki belki de bir ihmalden geldik dünyaya
Kabahati kabahatinden büyük kabahatler,
Kanuna göre konuşamam, susmam gerek.
Susarım!
Tıpkı olan biten her şeye sustuğum gibi
Konuşamam!
Ölürsem beni kim yıkayacaktan geçtim,
Ölünce hakkımı kim arayacak?
Yoksa sadece ölmüş mü olacağım ihmalden?..