Trio!

Güzel Türkçemizde “üçlü” anlamına gelmektedir. Daha çok, üç kişiden oluşan demektir. Üç kişiden oluşan müzik topluluğu gibi! Mazhar, Fuat, Özkan veya Modern Folk Üçlüsü örneğindeki gibi. Aynı zamanda eşyalarda da kullanabiliyoruz; Üçlü sehpa, üçlü priz, üçlü koltuk gibi…Benim, bu “niteleme sıfatı”…  İle işim ne değil mi?

Bölgemizin, günlük çıkan tek gazetesi HÜRHABER’DE sevgili Sevginar Sali kardeşimizin, 9 Ağustos 2019 tarihli; “Yıldız‘ mı, Koçoğlu’mu, Balcıoğlu’ mu?” Başlıklı yazısında güzel bir saptamasını okuduk. Aslında, biraz da dediği gibi yapmış, geleceğin tohumlarını ekmiş gibi olmuş ama olsun.

Bu güzel yazısıyla bana da ilham vermiş oldu!…

Bakalım, bu  “Trio” üçlünün geleceğini ben nasıl okuyacağım?…

(Kendisini kutluyor ve teşekkür ediyorum…)

Sevginar kardeşimiz, ne demiş: “CHP’de esasen ilçe kongresi ile ilgili kulisler tavan yapmış vaziyette ama tüm bunların ötesinde karar bekleyen önemli bir süreç var… 2024’te CHP’nin belediye başkan adayı kim olmalı”? Diye sormuş!

Şimdi, İlçe Başkanlığı süreci varken 5 yıl sonrasına bakmak neden gerektiriyor değil mi?

Cevaplayalım! CHP’ İlçe başkanlığı süreci halkı ya da delegeleri pek o kadar ilgilendirdiğini sanmıyorum! Direkt olarak 2024 seçilecek olan Belediye başkan adayını ilgilendiriyor. Partinin son 10 yılı öyle evirilmedi mi?

Zaten, Sevgili Sevginar ’da saptamasında öyle demiyor mu?

“İlçe kongresini ve delegenin oyunu etkileyecek en önemli unsur belediye başkan adayı kimliği eğilimidir”… demektedir.

Sonucu da güzel bağlamış!

“Tartışılan üç isim de adaylık için ciddi mesafeler kat etmek durumunda, seçimi kazanmak için ise apayrı performans değerlendirmesine girecekler… Her birinin avantajları ve dezavantajları var, kazanma şansları da”… demiş arkadaşımız!…

“Geleceğe Dönüş” olarak sunduğu bu üçlünün geçmişine dönüş yaparak irdeleyelim istedim!

Bora Balcıoğlu, Melih Yıldız ve Mümin Koçoğlu!

Direkt olarak soracağım ilk soru: Her birinin, Silivri’nin geleceğini kurtaracak donanıma sahip olup olmadıkları! Var mıdır?

Yok, sanmam! Hiçbir donanıma sahip değiller bence! Bırakın, tek tek aday olmalarını üçünün bir arada iken yaptıkları bir fayda söyleyin yeter! Bundan büyük avantaj mı olur?

Kimi 5 yıl, kimisi de 10 yıl meclis üyeliği yaptı! Ne oldu?

Hayatları dezavantajlarla doldu!

BU üçlü, sadece siyaset yaptıklarını zannettiler! Oysa, bir başkasının siyaset senaryosunu sahnelemesinde yardımcı aktör oldular!

Bana 10 yıl içerisinde belediye meclisinde itiraz ettikleri birer karar göstersinler!

Gösteremezler!

Senarist kaybetti ama bu üçlü Halen meclis üyeliği yapmaktadırlar!

Siyaseti meslek haline getirdiler!… Tek bir soru soruyorum!

Kendi partisinden, meclis üyeliğine aday olup beraber çalıştıkları arkadaşlarının (6 meclis üyeliği) seçilme haklarını savunabilmişler midir?

Yok! Gıkları bile çıkamadı…

Hele bir tanesi var ki bu yüzden halkın gözünde, gönlünde yerle yeksan oldu (!) “Aday olacağım” diye giderken, gemileri yakar gibi yaptı. Döndüğünde yeri, birinci derece birinci sıradan ayrılmıştı! Sanırım tepkileri de birinci dereceden kendisine ulaşmıştır.

Siyasette 24 saatin çok uzun süre olduğunu biliyorsak, 5 yıl gibi bir süreç bir devran sayılır!

Küçük kurnazlıklara maruz kalıp, ayak oyunlarını siyaset sanan bu arkadaşlara söyleyeceğim bir çift sözüm var!

“Kendinize karşı işlediğiniz suçlarla bir yüzleşin, sonrasında sizinle biz nasıl olsa yüzleşiriz” (!)

“Adaylıklarınız gibi son gün, son dakikaya bırakmayın yine!.. Her şey kendi dudaklarınızın arasında”…

Bu, “Trio”nun tarifinde en çok hoşuma giden; üçlü koltuk tarifi oldu(!)

İyi mi?

Sevgili Sevginar’ın bahsettiği o zorlu süreç sanırım bu üçlü için başlamış oldu bile…

Bizler unutsak bile! Arşiv asla unutmaz!…

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

Ustam!

Payidar….

Tarım Devrimi

Sevmeyen Var mı?..

Kıymetlim!

Viktualienmarkt!

Suça ortak olmak

İlgili Yazılar

Ustam!

Payidar….

Tarım Devrimi

Sevmeyen Var mı?..

Kıymetlim!

Viktualienmarkt!

Suça ortak olmak