Ana SayfaLütfü ErtürkMarks Çevreci miydi?

Marks Çevreci miydi?

Marks’ın, kendisinin çevreci olup, olmadığı konusunda fazla bir bilgiye sahip değiliz ama insanlık adına kazandırdığı eseri baştan aşağı eko-sosyalist yöntemleri de kapsadığını açıkça görmekteyiz.Kapitalist ve emperyalist düzen emeği sömürdüğü gibi doğayı ve yaşam kaynaklarını sömürerek ekolojik sistemi yok etmektedir.

Tüm dünyada bireysel ihtiyaçların, ihtiyaçtan öte bir tüketim çılgınlığına dönüşmesini sağlayan sömürücü ve soyguncu kapitalist sistemin karşısında sosyalist felsefenin tarihsel direnişini hep birlikte görmekteyiz…

Eko-sosyalist manifesto; “devrimci ekoloji” kavramını irdeleyerek, siyasi alanda yukarı çekip ve de tartışmaya açarak yeni arayışların ortaya çıkmasını başlatmıştır!

Eko-sosyalist manifesto; tüketim mekanizmasının karşısına alternatif sürdürelebilir yeni yaşam projeleri ile çıkması, pozitif ayrımcılığını da başlangıcı olarak kabul etmeliyiz!…

Sosyalist felsefenin içerisinde eko-sosyalist manifestonun parantez açmasını nasıl kabul etmemiz gerekliliği ayrıca bir tartışma konusu olur mu bilemeyiz ama biz yine de bu sömürü düzenine karşı atılmış bir adım olarak yer almasını kabul etmekten başka çaremiz yoktur…

Kabul etmeliyiz ki kapitalizm, bireyci tüketime yüklenirken, emperyalizm de uluslararası tüketimin ağlarını örmekte ve her iki sistem de dünyanın neresinde olursa olsun, doğayı katletmektedir. Bu yıkım ve talan sadece insanların değil; tüm canlıların yaşam alanlarını da yok etmektedir.

Sadece yaşanabilir alan aramaktan çok, yaşanabilir alanların savunulması için örgütlü direnişlere geçilmesinin ve direnişlerin yayılması için uluslararası devrimci eko-sosyalist örgütlerle işbirliği içinde olmamız ve bu tür birliktelikleri canlı tutmayı bilmemiz gerekliliğini de unutmamalıyız…

Eko -sosyalist örgütlenmeyi halk meclisleriyle hayata geçirmek için doğru hedef mahalle toplantılarıdır…

Bazı dönemlerde “yeşil” örgütlenmeler bu iş birliğini hayata geçirmek için “çevrecilik” adına bir araya gelerek örgütsel faaliyetlerde bulunsalar da kısır bir döngüyü aşamamışlardır.

Ekolojik devrimin ancak tasarımı yapılmış mücadelelerle yapılacağının altını çizmek gerektiğini de unutmamamız gerek!

Acımasız kapitalist sistemle mücadelede sosyalist felsefe bize yol gösterici olacaktır.  Sürdürülebilir ekolojik yaşamları aramak yerine ekolojik yaşamımızı korumak için örgütlü direnişler yaparak yeni bir sosyal ekonomi yaratarak, tüketim toplumu yerine kooperatifleşme modelini yaygınlaştırarak  çevreci ve devrimci ekolojik bir yaşam yaratılmalıdır.

Bugün, kurulmuş olan bu ekolojik sistemin sadece insanları kapsamadığını tüm canlıların yaşam alanları olduğunu da unutmamamız gerektiği anımsatmak isteriz…

Ülkemizdeki ekolojik kıyımı görmezden gelemeyiz! Doğamız yok edilmekte ve zehirlenmektedir! Gelecek kuşaklara sadece utançlığımızı bırakacağız!

Sosyalist  manifestonun ışığı altında Devrimci ekolojik kavramlarla doğanın sömürüsüne karşı direniş göstermeliyiz ve de örgütlenmeliyiz…

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

Son Fasıl

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

İlgili Yazılar

Son Fasıl

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..