Ana SayfaLütfü ErtürkAlgı hiçbir şey, Aslı çok şey!..

Algı hiçbir şey, Aslı çok şey!..

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlanırken gözden kaçırdığımız bir ayrıcalığı öncelikli olarak buradan aktarmak istiyorum!..

Aslında, normal şartlar altında toplumun kendisini ilgilendiren konularda tarafsız bir şekilde bilgiye erişmesi ve siyasetçilerin denetlenebilir bir konumda tutulmasında önemli bir rolü olan gazetecilik mesleği, icra edilmesi giderek zorlaşan bir yapı haline dönüşmekte ve Ülke yönetimlerinin siyasi yapılarından kaynaklanan baskılar ve kısıtlamalar sonucunda gazetecilik mesleğinde de bir eksen kaymasını yaşadığını gözlemleyebiliyoruz.

Dünya da gazetecilerin %13’ü ülkelerinde basın özgürlüğünü yaşarken, ancak bu sorumlu ve de sorunlu durumun en büyük cefasını yine gazeteciler çekiyor. Gazeteciler bir yandan mesleklerini icra edebilecekleri, güvenceli bir iş bulmakta dahi zorlanırken, diğer taraftan mesleklerinin vicdani yükü altında ezilmeden bireysel özgürlüklerine sahip çıkmaya çalışıyorlar.

%13 dışındaki gazeteciler hangi ülkelerin, hangi koşulları altında görev yapabilmekteler?.. Örneğin; Türkiye’de yüzde kaçı özgürce yazabilmekte ve yüzde kaçı tutukludur?..  Mesleklerini icra edebiliyorlar mı?.. Güvenceli bir iş bulmakta dahi zorlanırken, bulabildikleri işler ne kadar güvenilir bir durumdadır. Mesleklerinin vicdan muhasebesini baskı altında ezilmeden özgürce yapabiliyorlar mı?…

Ülke şartları her dalda olduğu gibi gazetecilik mesleğinde de bir piramit oluşturmuş, piramidin üst tarafı siyasi iktidara yakın iken, alt taraftakilerin durumu pek de iç açıcı durumda değildir!

İşte, bu piramidin alt kısmında yer alan gazetecilere görüşleri ve olaylara bakışları açısından getirilen denetleme ve kısıtlamalar yüzünden iş alanları daralmıştır.

Daralan bu iş alanları, gazeteci mesleğinde yeni alanlar yaratmıştır. Gerek ulusalda gerekse yerelde çalışma alanlarını yerel yönetimlere doğru kaydırmışlar, belediyelerin icraatlarını takip etmeye başlamışlardır. Yerel yönetimler gazetecilerin ekmek kapısı olmaya başlamıştır. Tabi bu da beraberinde kutuplaşmayı getirmiştir.

Neden kutuplaşma?.. Yine bazı siyasi iktidarların, piramidin üst kısmında yaşanan kargaşayı piramidin tabanına doğru yaygınlaştırma çabaları gözden kaçmadı. Burada devreye giren cemaatler, cemiyetler, yukarıdaki fırtınayı aşağıya taşıyarak gazeteciler arasında tercihli eleman yarattılar! Bu elemanlar, halkın demokratik haber alma haklarını es geçip önlerini konanları haber yapmaya başladılar.

Piramidin tabanına indikçe gazeteci göçü yaşanmaya başlandı!

Belediyeleri gazeteci sığınma evi haline getiren bazı belediye başkanları da az önce yukarıda bahsettiğimiz kutuplaşmayı hızlandıranlardır!.. “Başkanın Adamı” olma gayreti içinde olan arkadaşlarla doğru bilgi ve haber paylaşanlar arasındaki makas gittikçe açıldı!

“Beni de gör” göndermeleri, bu mesleğin asıl konusu olan halkın haber alma işlemini terk edilip, başkanın haber alma işlemine dönüştüğünde ortaya çıkmaktadır.

Aslı, 1961’den bu yana 10 Ocak günleri “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak anılıyor. 4 Ocak 1961’de kabul edilen “212 Sayılı Kanun” ile çalışan gazetecilere bir takım yasal güvenceler sağlanması vesilesiyle ortaya çıkan bu önemli gün, sadece Türkiye’de kutlanıyor olması ise bugünün basın yayın şartları karşısında anlamını çoktan yitirmiştir. Olsun biz yine de kutlamış olduk!..

Yazımızın birçok yerinde vurgu yaptığım; zor şartlar altında gazetecilik mesleğini yapmaya çalışanlara yerel yönetimlerin yaklaşımlarını aktarmaya çalıştım!

Geçmiş dönem yerel yönetimlerin algı operasyonlarında rol alan arkadaşların, şimdiki dönem içerisindeki icraatlar karşısında takındıkları tutum ile mesleki tecrübelerimize icraat olmaktan öte gidemeyeceklerdir.

Bilgi kirliliği bir gazetecinin en büyük ayıbıdır!..

Şimdi, bana sorabilirsiniz, “Bu kadar laf ettin ama Belediye Başkanımız Volkan Yılmaz’ın icraatları hakkında hiç söz etmedin” diyebilirsiniz!..

Yazımızın başında, “bu icraatları haberci arkadaşlardan nasıl olsa okuyacaksınız” demiştim. Bence de okuyun, o arkadaşlarımız size her zaman bunları haber olarak ulaştırmaya çalışıyor. Biz diyoruz ki gazetelerin her sayfasını okuyun… Çünkü hepsi birer emektir!..

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

İlgili Yazılar

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..