Mustafa Kemal, bir ulusun geleceğini bu iki sözcüğe sığdırmış ve neler anlatmak istediğini de bir “Millet Meclisi” kurarak, bu iki sözcüğün açılımını tartışmaya açmıştır. “Unutulmasın” diye de o güne bir tarih atarak, bir liyakat yüklemiştir.
“23 Nisan 1920 Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir.” Diyerek, o meclise şerh düşüyor. O tarihi, o millete de çocuklarını işaret ederek bu ülkenin geleceği için, bağımsızlığı için bir şeyleri anlatmaya çalışmıştır.
Kriptoya bakar mısınız?.. Bir tarih ve iki kelimeden koca bir ulus yaratıyorsun…
Bu Kriptoyu çözebilmek için onlarca kitap karıştırdım ve en güzel bir cümleyi buldum!.. Belki de Mustafa Kemal’in yaptığı o mükemmel işi anlatacak en güzel cümleydi!..
Albert Camus, bütün bir insanlığa sesleniyordu…
”Dünyanın insandan başka anlamı yoktur. Hayat anlayışımızı kurtarmak istiyorsak, insanı kurtarmamız gerekir.”
İşte, İnsanlığın o mucize kurtuluşu o iki sihirli kelime de saklıydı. Meseleyi sadece bir “ulusun kurtuluşu” olarak görmeyenler kriptoyu çözeceklerdi… Mesele, insanlığın kurtuluşu idi! İşte, bunun gerçekleşmesi için tarihe bir not daha düşecekti Mustafa Kemal… Bu sözüyle de öğretmenlerine ağır bir görev veriyordu. Bu ülkenin geleceği için, karakteri için…
“Öğretmenler, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” diyerek, Çok ağır ama çok anlamlı bir görevi tesis etmişti öğretmenlerimize…
“Bağımsızlık Karakterimdir” benim, biz böyle gördük Ata’mızdan…