İsrail’in yıllarca peşinde ajanlarını koşturduğu, buldukları yerde de bir avuç tohuma binlerce dolar verip imha ettikleri karabuğdayı tanıtmak istiyorum.
Yıllar önce Anadolu seyahatlerimde karşılaştığım bir durumdu bu. Gerçek doğa savaşçısı arkadaşlarımız bu karabuğdayı Anadolu’yu gezerek tek tek evleri dolaşarak çiftçinin elinde kalmış ne kadar karabuğday varsa alıp çoğalttılar. Su değirmenlerinde öğütüp un yaptılar, kara fırınlarda pişirip ekmek yaptılar. Yemek kısmet oldu bize. Yok, böyle bir şey ekmek bu işte! Deyiveriyor insan…
Karabuğdayı tanıtalım biraz, Dünya da Çin de Rusya da Ukrayna da hatırlı miktarlarda elde edilmektedir. Türkiye de Sivas yöresinde çoğunluk olmak üzere İç Anadolu bölgesinde yetiştirilmekteydi. Glütensiz buğday olarak da bilinmektedir. (Greçka buğdayı da denir. Tahıl değil diyenler de vardır. Sert İklimi sever.
Şimdi bunu niye gündeme taşıdım.
Aklıma Mussolini geldi. İtalya da iktidarı ele geçirdikten sonra ilk hamlelerinden biri “yeni bir buğday yetiştirin” demek olmuştur. Biz de yıllarca bu buğdayı çiftçilerimize ektirdik. İtalyan Buğdayı dedikleri buğdaydır. Hatırlayanlarımız olacak.
Aldığım bir duyum üzerinden konuya girdim. Belediye Başkanımız Bu karabuğdayı yetiştirmiş köylüye ekmeleri için dağıtıyormuş.
Beyler kilosunu 15 liradan satıyor bunu aktarlar glütensiz olduğu için, İlaç niyetine arıyor çölyak hastaları. Böyle bir girişimi var ise şayet öncelikle kutlamamız gerek Başkanı. Hem üretim açısından hem tohumu açısından hem sağlık açısından kutlamak gerek. Güzel bir hizmet! Dişe gelecek bir şeyler de oluyor sanıyorum ama bu güne kadar kimsenin haberi olmaması, basına yansımaması da düşündürücü geldi biraz. Yoksa Cem kardeşimizin Türam’ın gelirleri nerede dediği sorular bu ve bunun gibi üretimler mi? kilosu 15 TL ise dönümünde 500 kilo verse 7,500 TL dönümünde yapar. 100 dönüm ekseler 750.000 TL yapar Umarım Cem Güner yazımıza ilgi gösterir. Karabuğdayımızdan haberi olup olmadığını öğrenmiş oluruz. Çevre derneğinin haberi yok da…