Hepimiz buluşamasak bile o sıralara yeniden oturduk…
Kimimiz öğretmen olmuştuk, kimimiz asker; Kimimize hayat yüklenmiş yorgun, kimimiz hayatları yüklenmişiz son limanda durgun mu durgun…
Ne iyi ettik, bir araya geldik!
55 yıldır görmediğimiz kardeşlerimiz vardı. Herkeste bir heyecan, bir sevinç hani iki hüzün arası bir sevinç yaşarsınız ya… Biri özlemindir hüznün, diğeri sevincin…
Ne mi anlattık? Konuşamadık desem yeri var!
Bir şey takıldı boğazımıza soramadık bir anda ama bir şeyi atlamadık! Mustafa Kemal yetti bize!.. Reşide Üstün Hocamızı yad ettik… Mustafa Kemali sevdirirken, Matematiği sevdirmişti. Sonra Emekli olurken genç öğretmenlerimize bıraktı bizi. Yaşar Kışlalı ve İnci Girgin girmişti derslerimize!.. Nezahat Doğru Hocamızdan mezuniyetimizi anlattık!
Orada bitiyordu sesimiz sözümüz…
Gerisi gelmiyordu, nereye gittik, nerede okuduk, kimse sormadı birbirine… Belki okulun atmosferinden etkilenmiştik. İlerisini sormaya cesaret edemedik! Çünkü sorduğumuz her soruda büyüyecektik ve büyü bozulacak diye mi korktuk ne? Ama inanın, 55 yıl öncesindeki gibi bugün hepimiz çocuktuk!..
Yakında Bir Çatalca gezimiz olacak, bizim sınıftan olan ve ulaşamadığımız hangimiz varsa gelsin ulaşsın, bekliyoruz. Çok mutlu oluruz…