Ana SayfaLütfü ErtürkBilmem ki şimdi sana ne demeli?

Bilmem ki şimdi sana ne demeli?

Vallahi de tillahi de hiç şaşırmadım! İlk defa yapmıyorsunuz çünkü…Elinize, ne zaman bir mikrofon geçse; ağzınızı açar açmaz, yerel medya mensuplarına çatıyor, yalancılıkla suçluyorsunuz!…

Vallahi, o kadar çok yaptınız ki bu işi, kanıksandı artık herhalde. Sonunda, size  plaket bile verdiler!

Eh, değil mi? Ağanın yalanının üstüne yalan olur mu? Diye boşuna dememişler…

Ama ben, hakkınızda hiç yalan yazmadım! Öbür arkadaşlar da siz ne söylediyseniz onu yazdılar… Yani, bizden yana yalan yok! Rahatınıza bakın siz…

Bazı arkadaşlarımız, sizi yanlış değerlendirip, üzüldüler, Size kızdılar, size söylendiler!

Oysa, ne gerek var, bu kadar garabete!

Siz, nasıl olsa bunları her fırsatta söyleyen birisisiniz! Eh işte, siz de  kendinizce bir fırsat doğduğunu sanarak bir kaç ezcümle etme gafletinde bulundunuz!

Size hiç kızamadım ben! Üzülüyorum, vallahi halinize!

Bu gaflet ve dalaletten bir türlü kurtulmadınız! Dalalet kelimesine de  takmayın siz! Bazı şeylerin üstünü örterek konuşmak lazım değil mi? Ulu orta söylenmez onlar! Sonra “ halkım isterse bırakırım” gibi suhuletle sıyrılmaya çalışırsınız! Neyse, “aramızda” diyelim!…

“Vallahi” diyorum, durmadan!  Az daha size hak bile verecektim!

Sizin de bir asab yapınız var değil mi? Bozulabilir, yıpranabilir, yorgun ve bitap düşebilir!

Bakın, seçim çalışmaları için kapı kapı dolaşıyorsunuz!… Onunla olmadı, bununla deneyelim… Bir daha, bir daha gidelim! Vekille olmadı, dünürle gidelim! Çok zor olsa gerek… Yerinizde olmak istemezdim! İnsan ezilir yani değil mi?

Bu kadar işin arasında kalk bir de gazetecilere ayar ver! Olacak iş mi bu?

Gıda Bankacılığı olayına, yıllardan sonra niçin girdiniz? pek anlayamadım!…  Halkımızda pek anlamadı gitti zaten! Üzülüyorum yani!…  Ta, Güneydoğu Anadolulara kadar gidildi. Nasıl çalıştığı yerinde tespit edildi! Bağışların % 100 vergiden muaf olduğunu, devletin vergi gelirinin zayıflatacağını yazmıştık! Hala da yazdığımın arkasındayımdır…  Bin küsur kişiyi yedırdiğinizi, içirdiğinizi anlattırken kendinizden geçiyorsunuz ama bu ülkeye, vergiden muhaflığı nasıl geçirdiğinizi anlatmıyorsunuz!

Üstünden tam 9 yıl geçti konunun, giderayak nereden geldi aklınıza! Üzdünüz şimdi, beni…

Bize, ayar verdiğinizi sanıyorlar ya! Aslında, bana bir veda hutbesi gibi geldi…  Vallahi, hüzünlendim  gözlerim doldu! Ne güzeldik, böyle değil mi? Kime yazarız? kime sallarız siz giderseniz?

Bir daha görüşememek de var!  O plaketin anlamı daha da büyüyor . İyi bir yerler de saklayınız! İleri de anarsınız bizi!  “Ne güzel ayar vermiştim” onlar da bana, plaket vermişlerdi diye…

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

Seçmen Ne istiyor?..

İlgili Yazılar

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

Seçmen Ne istiyor?..