Ana SayfaLütfü ErtürkTilki ile Çakal

Tilki ile Çakal

Son günler de gündeme bir çakal hikâyesi oturunca, 26 Kasım 2011 tarihli bir yazımı paylaşayım istedim. Tilkilerin ne kadar uyanık olduğunu gösteren bir hikâye idi. Keyif alacağınızı umarım. Üstelik hasta yatağımızdan yazmışız hikayemizi…Siyaset yazmayalım bu aralar dedik ya; Aslında, tam 10 gündür yorgan döşek yatıyoruz. Hiç dışarı çıkmadan, dostların yüzünü görmeden, geçen koca bir 10 gün. Son iki gündür biraz, biraz ayaklanıp yazmaya çalıştım. Gerçekten siyasetten uzak kaldık. Bizde, işi masala vurduk Sizlere, masal gibi gelecek olan, tilki ile çakalın beraberlikleri…

Aynı meziyetlere ve aynı donanımlara sahip olan,  aynı koşullarda yaşayıp, aynı işi yapan, bu iki rakibin bitmek bilmeyen akıl ve zekâ oyunları…

Tilki mi, çakal mı? Hangisi daha akıllı?

Ben, her zaman tilkiyi tek geçerim!

Nerede bir çakal yuvası görürseniz, yakınlarda muhakkak bir tilki yuvası vardır. Şaşmaz.

Bir tilki, nasıl olurda kendisi ve yavruları için her zaman tehlike arz eden düşmanına bu kadar yakın sokulur diye düşünebilirsiniz?

Risk almadan başarı gelmiyor. İşte, tilkinin zekâsını kullanma metodu burada başlıyor.

Çakalı kontrol etme yeteneği.

Çakalın hemen yanı başında olmak, Onun, tüm hareketlerini kontrol etmek demektir.  Şayet, çakal ava çıkacaksa, o da; onunla beraber çıkıyor. Onunla aynı mekânda olmak, tilkinin yavrularının selamet açısından iyi olacaktır. Bir yandan da; Çakalın, avcılık yeteneğinden yararlanacaktır. Çakal, teknik becerilerini sergilerken, bu etrafı kolluyor. Arada bir gidip, çakalın önünden bir parça et kapıyor. Bir, iki derken, çakal sayesinde karnı doyuyor. Hani olur da; bu arada, bir düşman falan bunlara saldıracak olursa, yakalanma riskini de   %50 daha aza indiriyor. Tehlike anında Her ikisi ayrı yönlere koşacaklardır.

Çakalın aklında hep bir çakallık vardır. Kovalayanın dikkatini kendi üzerine çekerek, onu bölgenin dışına çekmeyi başarır. Aslında, bu da; çakalın tilkiye oynadığı bir oyundur. Kovalamacayı izleyen tilkinin aldanıp, av sahasına döneceğini düşünmektedir. Biraz sonra düşmanını atlatıp, tilkinin yavrularına yönelecektir. Körpe tilki eti ağzını sulandırmaktadır

Oysa, durum böyle midir? Tilki bu sana, kovalamaca sahnesini görür görmez çok daha hızlı bir şekilde yuvasına yönelir.

Tilki, çakalın bütün ayak oyunlarını ezbere bilir!

Yuvasına geldiğinde, yavrularını yuvadan çıkarıp, onlarla oynaşmaya başlar. Evet, az sonra çakal da yuvasına dönmüştür. Tilkiyi orada yavrularıyla oynaşırken görünce yıkılır.

Tilki, asıl numarasını şimdi yapacaktır!

Yuvasının önünde yorgunluktan serilmiş olan çakalı, yan gözle şöyle bir süzüp, yavaşça yavrularının yanından ayrılır gibi yapar. Çakal, gözlerine inanamaz! Tilki, böyle bir hatayı nasıl yapar? Mesafe, yavrulardan birini kapacak kadar uygundur. Şöyle bir iki yutkunur. İsteksiz bir iki adım atar. Kaş altından, tilkiye bir göz atar. Tilki, karşıda küçük bir tepenin üzerinde oturmuş, kendisine doğru bakmaktadır. Yine, isteksiz görünür adımlarından bir iki tane daha atar. Tepede de; tilki, ayağa kalkmıştır. Çakal, artık mesafe problemi çözmektedir. Birden, tilkinin tiz bir ses çıkararak attığı çığlık duyulur. Uçsuz bucaksız savanın içinde yankılanır çığlığı. Aynı anda, Güneşin batığı yönden, gökgürültüsünü andıran bir kükreme duyulur. Çakal, olduğu yere çakılıp kalmıştır. Dönüp tilkiye baktığında, tilki tepede yoktur ama yavrular, yuvanın önüne toplanmışlar, onlarda; sesin geldiği yöne doğru bakmaktadırlar. Çakal, iyiden iyiye şaşırmıştır. Yavrular burada ise tilki nerede? Çakal, hep bir tuzak beklemektedir. Tedirgin olmuştur, tilkiyi iyi tanır. “Böyle yavrularını ulu orta bırakıp gitmez. Şunun yavrularına gözcülük edeyim de benden bilmesinler” diye düşünmeye başlar. Uzaktan hırıltılar çıkararak yavruların yuvadan uzaklaşmalarına engel olmaktadır.

Tilkinin zekâsını gördünüz mü? Çakala şu mesajı vermektedir. “Bana ve yavrularıma bir zarar vereceğini hissedersem gider arslanı peşime takar getiririm” demektedir.

Çakalı, arslanın sesi ile trans hale sokan tlki, az sonra alaca karanlığın içinden çıkıp gelecektir.

Tilki, yuvasının tam karşısında durur ve yavrularına bakar. Evet, hepsi tamamdır. Çakal, tilkinin yavrularına dokunmamış hatta onlara bekçilik etmiştir. Tilkinin bir süprizi vardır. Ağzında getirmekte zorlandığı koca bir et parçası vardır. Her iki yuvanın ortasına doğru yönelir. Çakal, olduğu yerden kalkarak, tilkiye doğru seyirtir. Başını hafifçe eğerek, yaklaşır. Etin bir ucundan çekelemeye başlar. Paylaşım adil olmuştur.

Gün, yeniden ışıdığında, artık yeni bir gün başlamış ve dün yaşananlar çoktan unutulmuştur. Çakal, yine yavruyu kapmanın yollarını arayacaktır. Tilki ise çakalı pes ettirecek yeni oyunların peşinde olacaktır.

Arslan,  hep kraldır. Sesini duyurması bile yetecektir.

Tilkilerin en önemli özelliği de; çakalların aksine, hep iktidara yakın olmak istemeleridir.

Çakal, acımasızdır ve sadece kendisine çalışır. Avını kimseyle paylaşmaz

Tilki, çok hesapçıdır ve her türlü tehlikenin içinde bile yaşam koşullarını kendisi belirler. Rahat ve huzurlu geçireceği bir gün için avını paylaşabilir.

Görülmüştür ki; Kızıl Tilkilerin zekâları, böyle oyunlara daha yatkındır. Ne yazık ki; onlarda, renklerinden dolayı çabuk avlanırlar.

Yine görülmüştür ki; bazı Kızıl Tilkiler, renk değiştirme özelliklerini geliştirmişlerdir. Çok korktukları zaman, uzun ve renkli olan bütün tüylerini dökerlermiş. (Belgeselden)

Çakalın, tilkinin aksine geliştirdiği tek bir yeteneği varmış. Tehlikeli olacağını hissettiği an; terketmek…

Çakaaal…

Tilkinin bu gidişlere canı çok sıkılır. Bütün isyanı ondandır. Aslında Sever çakalı ama ne yapsın doğa onları böyle yarattı DÜŞMAN KARDEŞLER…

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

Ustam!

Payidar….

Tarım Devrimi

Sevmeyen Var mı?..

Kıymetlim!

Viktualienmarkt!

Suça ortak olmak

İlgili Yazılar

Ustam!

Payidar….

Tarım Devrimi

Sevmeyen Var mı?..

Kıymetlim!

Viktualienmarkt!

Suça ortak olmak