Ana SayfaLütfü ErtürkŞimdi Se.mek Zamanı

Şimdi Se.mek Zamanı

Sadece bir harf, bir cümleyi ve o bir cümle, bir manayı nasıl değiştirdiğini?  O mana, bir izanı nasıl değiştirdiğini? Hep birlikte görelim!…Önce bir “V” harfi koyalım!  “Şimdi sevmek zamanı” diyerek okuruz değil mi?

Ne gelir aklımıza? Duygularımızın coşup, bizi nasıl yönlendirdiği? Gelir aklımıza!…  En azından, bir Orhan Gencebay klasiği gelir benim aklıma…

Sonra bir “Ç” harfi koyalım bakalım, ne olur? “Şimdi Seçmek zamanı” diye okuruz!…

Ne gelir aklımıza dersiniz? Seçmekle ilgili binlerce ameli düşünebiliriz! Ama aklımıza ilk gelen siyasi seçeneklerdir!…

Durun! Buradaki sorulması gereken o kötü soruya öncelik verelim ve kendimize soralım!

Sevmek için güzel bir seçim yapmak mı gerekiyor?

Yoksa güzel bir seçim yaparsak mı severiz?

Örneklerini hep birlikte açık seçik  görmekteyiz!

Ne diyecek siyasilerimiz?

“Sizler, beni seçerseniz; ben de, ileri de kendimi size sevdireceğim! Sizlerin beni sevmeniz için elimden geleni yapacağım! Siz, hele beni önce bir seçin, sonra birbirimizi severiz” demiyorlar mı?

“Önce beni sev, sonra nasıl olsa seçeceksiniz” diyen kaç siyasetçisi tanıyorsunuz?…

Kısacası, onları; seçmeniz için ellerinden geleni yapıyorlar! Sonra sizi severler mi, sizler, onu sever misiniz? Açıkçası çok da dert edinmiyorlar bir daha!…

O yüzden, ben de ne yaptım?

O, ortadaki harfi (. ) sizin anlayışınıza bıraktım! Elinizde iki harf var,(V-Ç) kafanıza göre yerleştirin!  Hangisini içine sindirecekseniz?

Şimdi, size minicik bir algı operasyonundan bahsedeceğim!

Sizler, hem Atatürk’ü seveceksiniz ama hem de Atatürk’ü sevmeyen birini seçeceksiniz!…

Nasıl mümkün mü?

Değil tabi!

Onlarda, en az bizim kadar bunun mümkün olmayacağını biliyorlar!…  Peki, ne yapıyorlar?

Sever gibi yapıyorlar! Şiir okuyorlar, “Vaz geçmem” diye inim inim inliyorlar ama sadece o gün! Ertesi gün, yıkıma yine devam…

Kim mi bunlar? Yanıbaşınız, önünüz, arkanız, sağınız, solunuz!

İşte bu madrabazlığın tek bir neticesi var! Beni seçin!…  Sizin, sevdiklerinizin hepsini; sizinle beraber sevecekler! Ya da sizden daha  fazla sevdiklerini  göstermek için de salya sümük ağlarken, karşınızda atmadıkları takla, atmadıkları yalan kalmayacaktır…

Peki, kim bunlar?

Kim olduklarını aslında Mustafa Kemal sizlere çok iyi anlattı ve işaret etti de sizler unuttunuz…

“Memleket dâhilinde, iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.” Dedi mi? Dedi!…

Peki, siz gördünüz mü bunları?  Gördünüz!

Peki, size sormadan söyleyelim mi?

Kim bunlar?

“Gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde…” olanlar kim?

Kimlerle girdiler bu yola?

Bir de bunlara fakr-u zaruret içinde olan memleket davasından yoksunları ekleyelim mi?

İşte bütün bunları ne yaptık biliyor musunuz? Sevmeden seçtik!…

Kimi mi?

Fethullah Gülen’i  ve cematini!

Fakr-u Zaruret içindeymişler meğer! Açlığımızdan tokluğumuzdan vazgeçtik! Beyince fakirleşmişiz!…

Neyi anlatıyorum? Niçin Anlatıyorum?

Geçen dönemin hatalarını yapmayalım diye! Aynı hataları devamını getirmeyelim  diye!…

Ama gelin görün ki suyun bile uyuduğu bu ülkede, seçmenlerimiz; artık uyutulmasın diye kaleme aldık bu yaşananları!

Bu nedenler ve niçin sorularının tek açıklaması var!

Fethullah Gülen’dir, cemaatidir! 2019 Yerel seçimlerine ve de özellikle de Trakya’yı üst tutarak yeniden bir yapılanma içine girmişlerdir!.. . Bunu sadece Silivri için söylemiyorum, diğer şehirlerdeki yakın dostlarınızla bunun araştırmasını yapabilirsiniz…

Şu parti bu parti demiyorum, her partinin içini araştırın göreceksiniz! Bazıları ise bunu artık müzminleştirdiler ve bu konuda yüzsüzleştiler diyebiliriz!

Dinler arası diyaloglarını genel merkezlerine kadar taşımaya cüret ettiler!… ( Basından)

Bırakın artık yerli yabancı ayırımını! Gün, Atatürk ve Cumhuriyetin ilkelerine sahip çıkabilen her kişiyi bağrımıza basacak gündeyiz…

İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

İlgili Yazılar