Silivri, merkez ve köyleriyle birlikte son günlerde oldu-bittiye getirilmek istenen çevre katliamlarına karşı teyakkuza geçmiş durumda.
Gazitepe, Çanta ve Danamandıra mevkilerini tahrip eden Rüzgar Enerji Santrali (RES) projesini genişletmek isteyen enerji firmalarının düzenlemek istediği ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) toplantısına, Kuzey Ormanları Savunması ve Silivri Çevre Derneği, köylülerin de desteğini alarak izin vermedi.
Firmalar, RES’lerin kapasitesini artırmak amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan izin alarak proje tanıtım toplantısı yapmak istedi. Ancak Silivri Çevre Derneği, Kuzey Ormanları Savunması ve köy muhtarlarıyla birlikte toplantıya katılan yurttaşlar projeye karşı çıkarak bilgi almayı reddetti. Toplantı bu nedenle teknik olarak gerçekleştirilemedi.
Yapılan açıklamada şu ifadeler öne çıktı:
“Yenilenebilir enerji adı altında tarım arazilerine ve ormanlara yapılan saldırılara izin vermeyeceğiz.”
Zaten iklim değişikliği nedeniyle ürün verimliliğinin düştüğünü vurgulayan köylüler, “ağaçsız ormanlara hazır olun” diyerek tehlikenin boyutuna dikkat çekti. Bazı bölgelerde yaşanan örneklerle durumun ciddiyeti somut olarak ortaya kondu.
“Göç yolları üzerindeki RES’ler kuşların rotasını bozuyor, kayıplar artıyor. Kapasite artışı bu doğa cinayetlerini ikiye katlayacak.”
Ayrıca, hiçbir ÇED raporunda yer almayan Kerkenez ve Şah Kartalı gibi korunması gereken türlerin yaşadığı alanlar, tarım arazileri, dere ve akarsu kenarları gibi hassas ekosistemlerin göz ardı edilmesi kabul edilemez. Leyleği, hava da gören haber etsin. Bölgenin florası ve faunası, iklimle uyumlu bitki örtüsü ve egzotik hayvan türleriyle birlikte korunmalıdır. RES kapasite artışı bu doğal dengeyi telafisi olmayan şekilde bozacaktır.
Asıl Mesele Ne?
Kapasite artışı neden bu kadar dayatılıyor?
Cevap basit:
Büyük Organize Sanayi Projesi.
Büyük sanayi projeleri büyük enerji gerektirir. Yıllardır bölgeye getirilmeye çalışılan İkitelli benzeri dev organize sanayi projeleri, köylerin çevresinde küçük ölçekli bacasız sanayi adı altında planlanan Köykent projeleriyle karıştırılmamalı.
Söz konusu olan, yolları ve altyapısıyla birlikte 20 bin dönüm tarım arazisini yok edecek bir sanayi şehri projesidir. Proje tamamlandığında Silivri:
24.864 işyeri,
100 bin konut,
500 binden fazla nüfus ile karşı karşıya kalacaktır.
Enerji ihtiyacı da azımsanacak gibi değil:
Yıllık 950 milyon kilovatsaat (Rakamlar 2020 verisi).
Sessizce Gelen Kalabalık
Burada yalnızca birkaç örneğini verebildiğimiz kooperatifleşmiş sanayi siteleri, binlerce işyeri ve gökdelen için izin bekliyor:
Atatürk Oto Sanatkarları Sanayi Sitesi
Masko Mobilyacılar Sitesi
İSTOÇ Toptancılar Çarşısı
Bağcılar-Güngören Sanayi Sitesi
Triko Dokumacıları Sanayi Sitesi
Kağıthane Haliç A.Ş.
Pik Dökümcüler Sanayi Sitesi / Büyükçavuşluya’da Hurdacılar Sanayi sitesi, temelleri atıldı… 241 dönüm
Bu liste uzayıp gidiyor… Her biri bir enerji kaynağına, ulaşım ağına ve yeni bir yerleşim alanına ihtiyaç duyuyor.
Son Söz: Önce Kendinizi Kurtarın
İster Şah Kartalını koruyun ister Kerkenezleri… Ama önce kendinizi kurtarın.
Bu proje ne bir belediye başkanının ne de herhangi bir siyasetçinin projesidir. İki aşamalı planın ilk ayağı, Silivri’nin sınırlarında doğayı yok edene kadar sürecek bir sanayileşme dalgası.
İkinci aşama ise Kanal İstanbul.
Silivri hâlâ sessiz olabilir, ama doğa artık fısıldamıyor. Bağırıyor