Ana SayfaLütfü ErtürkSesinde Sükûnet Vardı!..

Sesinde Sükûnet Vardı!..

Kent konseyimizin gündemine aldığı ve de çokta iyi yaptığı “Şehrin Şahitleri” programına bu hafta şehrimizde 15 yıl belediye başkanlığı yapan ve ilçemizin birçok ilklerini beraberce yaşadığımız Sayın Selami Değirmenci ile o yılların şahitliğini yaparken, kendisine de çok güzel şahitlik eden, yârenlik eden dostlarımızı da dinlemiş olduk!

Programın, imtiyazsız bir program olduğuna vurgu yapmakta yarar var! Güzel ve yerinde vurgularla güzel yönetti Kâmil kardeşimiz.

O yıllardan, bugüne gelen ne varsa ortaya döküldü!..

Dökülenlerle, döküntüleri ayrı koymak isterim!

Çünkü Sayın Değirmenci’nin haklı unvanlarına haksız itilaf edenler ve yıllar sonra itirafçı gibi oradaydılar ve sanki bir halt etmiş gibi de pür tebessümdüler…

Selami Değirmenci, Sükunetle cevapladı her soruyu!

Sıkıştırılmış zaman ve onlarca soru?..

Soru cevap bölümünde bazı sorular o kadar yanlıştı ki! Sayın değirmenciyi açmayan ve aşamayan sorulardı!

En irdeleyici sorular Ufuk Bek’ten geldi… Bazı sorular halk arasında alt yapısı olmayan soru olarak kalmıştı akıllarda… İyi de oldu! Yıllar sonra sorular cevabını bulmuştu.

Bir İbrahim Çeşmecioğlu klasiği izledik! Su gibi aktı gitti dudaklarından yıllar… Selami Başkanı güzel özümsemiş. Ne güzel de anlattı. Birçok bilmediğimiz yönlerine değindi. İbrahim kardeşimin anlatımından sevgili başkanın örgütleme yeteneğini bir kez daha anımsamış olduk…

Siyasette yargı düzeni olsaydı itirafçılıktan hüküm giyerdi bazıları. Bu nasıl bir drama?..  Ağlatacaklardı az daha beni!..

Şehrin şahitliğini yaparken, hayatı gözlerinin önünden akıp geçiyordu. Sükunetini hiç bozmadı.

Selami Değirmenci’nin döneminde ilklerin en güzel şahitliğini Can Dağaşan hocam yaptı!.. Seviyorum Can’ı, Silivri için güzel istatistikleri ve güzel birikimleri var…

Hala, İstanbul’un birçok ilçesinde olmayan Engelliler okulunun ilki Sayın Değirmenci’nin zamanında açılmış olmasına vurgu yaptı ve 28 yıldır hizmet verdiğini, Komşu ilçelerin bile taleplerini karşıladıklarını bir güzel anlattı. Gündem 21 ile sosyal belediyecilikte nasıl zirve yaptıklarını günü gününe anlatıyordu. Kutlarım Can Kardeşimi…

Evet, Birçok ilkleri yaşamıştık. Sosyal Belediyeciliğin en güzel örneklerini yaşarken, diyalektiğin gereği sosyal sorumluluk projeleri de destekleyen, eleştiren sivil toplum kuruluşları da birer birer ortaya çıkmaya başlamıştı…

İlk radyo, ilk televizyon, ilk Çevre Derneği, ilk Sınırlı Sorumlu Kooperatifler birer birer kuruluyor, Küçük sahil kasabası, güzel hamlelerle ve şehirleşme sorunları ile hızla büyüyordu.

İşte bu süreç içinde 15 yıl şehrin üzerindeki ellerden biri oldu! Şehir hızla değişiyor, arz talebi karşılamıyordu.  Bunu görmeden, “bunu niye yaptın” sorularını örneklerle çok güzel cevapladı!..

O dün mutluydu!

CHP’nin 1994 yılında başlattığı çoban ateşlerinin ilkini ve en güzelini onun zamanında yakıldığını biliyoruz. Genel Başkan Sayın Deniz Baykal’ın dikkatini çekmiş ve sevgisine mazhar olmuştu.

Şu Çoban ateşi yakma işi bana, Nazım Hikmet’in Kuvayı Milliye destanı adlı eserini anımsatmış oldu. Bir bölümü ile veda etmek istiyorum.

Dağlarda tek tek

ateşler yanıyordu

Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki

şayak kalpaklı adam

nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden

güzel, rahat günlere inanıyordu

ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında

birdenbire beş adım sağında onu gördü.

Paşalar onun arkasındaydılar.

O, saati sordu.

Paşalar: “Üç” dediler,

Sarışın bir kurda benziyordu.

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

Yürüdü uçurumun başına kadar,

eğildi, durdu.

Bıraksalar

İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak

ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak

Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

İlgili Yazılar