Son iki haftayı, siyaset batağına bulanmış geçirdim, Bu süre içinde, pısırık bir genel başkan ve kumarbaz bir başkan adayı ile hemhal oldum (!) Dayanamadım ,hırsızlarla,huysuzlarla,Fetöcülerle aynı çatı altında olamam deyip bastım istifayı!..Partisiz, Kemalist bir devrimci olarak yaşamımı sürdürüyorum.Bu denli ihmal ettiğim için de Türkçemden özür diliyorum! Uğraş alanım olan ”dil”e geri önüyorum.
Düşüncelerini benimsediğim Attila Aşut Birgün’deki yazısında dün şöyle diyordu: ”Son zamanlarda siyasal partilerin seçim çalışmalarında bir ”manifesto” sözüdür gidiyor.AKP’den sonra CHP de modaya uymuş.Seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un geçenlerde basına bilgi verirken kullandığı şu tümceyi almış : ”Genel Başkanımız Kemal Kılıçtaroğlu,aday tanıtım toplantısında seçim manifestosunu açıklayacak dedi.”
”Bildiri” ya da ”siyasal bildiri” neyinize yetmiyor, diye soruyor Sayın Aşut.
Son zamanlarda daha çok siyasal bir kavram olarak kullanılan ”manifesto” için de ”size birkaç gömlek bol gelir ”diye ekliyor.
Bir soru da ben sorayım CHP’lilere; kurucunuzun; bir DİL DEVRİMİ yaptığından haberiniz olmadı mı hâlâ?..
Gelelim üzerinde duracağım sözcüklere; istinaf’a , manipülasyon’a…
Bu sabah istinaf’la uyandım, yatağıma istinaf’la gireceğim.Cumhuriyet Gazetesinin kimi yöneticileri için olumsuz kararı veren mahkemenin adı neymiş biliyor musunuz; ”istinaf Mahkemesi ”! Kaç kişi biliyor bu sözcüğün anlamını? Onun yerine başka bir sözcük türetilemez mi, ya da ”üst mahkeme ” denemez mi?
Moda sözcüklerden biri de ” manipülasyon”…(Türkçemizle hiç uyuşmayan bir sözcük. Yazımın sonunda üç sözcüğün de aykırılıklarını belirteceğim.) ”Hareket verme,harekete geçirme,yönlendirme,etkileme” varken neden Fransızcası?..Çevrenizdekilere anlamını bir sorun bakalım, kaç kişiden doğru yanıt alacaksınız. Söyleyişini kaçı becerebilecektir.
Son ekonomik gelişmelerden ötürü güncelleşen ”konkordato” sözcüğü var. Hâlâ beceremeyen sunuculara,ekonomistlere rastlıyoruz. ”Anlaşmalı iflas” deseler …(Gerçi iflas da yabancı,Arapça ama dilimize yerleşmiş.)
Modaya uyuveren bir program yapımcısı var: Ayşenur Arslan… 3-5 ay önce modaya uyayım diye ”oksimoron” u sürmüştü piyasaya ama ıııh,tutmadı! Aynı gün Aydın Engin de (o zamanki Cumhuriyet) yazısında bu sözcüğü kullandı,sonu gelmedi tabii…O tarihten sonra sonra bu sözcükle hiç karşılaşmadım. Yalnız bir paylaşımımda kullanmıştım. : Bir çiğköftecinin tabelasında ”En tatlı acı” (!) yazısını görünce fotoğrafı paylaştım. Sözcüğü ben yazdım, ben okudum! İki karşıt anlamlı sözcük aynı anda kullanılmış!Oksimoron için ilginç bir örnekti…
Başlıktaki üç sözcüğün de dilimizin kurallarına aykırı olduğunu bu araya sıkıştırıverelim:
Manifesto : ” m” ile başlamış (h,c,l,m,n,ğ,v,r,j,z Türkçe sözcüklerede başa gelmez) büyük ünlü uyumuna aykırı (a kalın,i,e ince,o kalın,/k.ünlüye aykırı ; düz a,i,e düzden sonra yuv.gelmiş, o,ö; ilk hecede bulunur, ”f” Türkçe sözcükledrin hiç bir yerinde bulunmaz.
İstinaf : Büyük ünlüye aykırı (i ince, a kalın), ”f” var.
Manipüle : ” m” ile başlamış, büyük ünlüye aykırı. ( a kalın ünlü ile i,ü,e ince ünlü aynı sözcükte olmaz), Küçük ünlüye aykırı ,(a,e,ı,i düz ünlüden sonra düz gelir, ü dar yuvarlağı gelemez)
Diyeceğim şu ki
Türkçesi varken gelin yabancısını kullanmayalım. Böylece yanlış yazmaktan,söylemekten kurtulmuş olursunuz. Bakın çevrenizdeki tabelalara; EKSOZ,EGZOS,EGZOZ,EGZOST … yazıldığını göreceksiniz.Biri doğru; EGZOZ!.. ”Susturucu” bunun Türkçesi… Yanlış yazana rastladınız mı hiç?..