“Mevla’m kayıra” derlemiş, eskiler. Ne de güzel söylemişler.
Gözden uzakta olan işler için. “Olan” demeyelim de “bırakılan” dersek daha iyi olacak sanki…
Daha üç ay bile olmadı ama gözden uzak mı kaldı? Yoksa, Bırakıldı mı? Bilemiyoruz….
İki yağmur yürekli kardeşimin bölge halkıyla birlikte topladıkları 7000 (Yedi bin üzeri) üzerindeki kitaplardan oluşturdukları Silivri-Ortaköy Atatürk Kütüphanesini resmi bir açılışla ve de alkışlarla gençlerimizin hizmetine sunmuştuk.
Ne çok sevinmiştik.
Ne çok sevinecektik daha!
Kütüphane belediyemizce sahiplenildi. Belediye bünyesinden bir kızımızı tahsis ettiler. En az 8tane bilgisayar desteği verilecekti. 3 tane bilgisayar bağlandı. İkisi arızalı…
Daha baştan yanlış yapılıyor!
Gördüğüm de şoke olmuştum…
Düğün salonun altına kütüphane açılmasına ön ayak oluyor belediyemiz.
Bir daha da ne arayan var ne de soran! Oraya atanan memur kızımız da bir iki istekte bulunuyor ama havada kalıyor istekleri. İçerisi sıcak mı, sıcak, klima yok!.. Giriş kat olduğu için kapıyı açıyorlar. Toz içeri de ses içeri de çöp içeri de… Temizlikçi yok! 3 ayda iki defa çöp almaya geliyorlar. Kitaplar karmakarışık, dizen yok, silen yok.
Olsun Kütüphanemiz var ya! Üstelik adı da Atatürk Kütüphanesi! Üstelik Belediyemiz de CHP’li…
Oraya, kütüphaneden yararlanmak için giden bir genç insanımızın gözlemlerini aktardık sizlere…
İbrahim’in sesine kulak verin. Mutlaka bir şeyler söyleyecektir. Ne de olsa kurucusudur. Çayıra salarsınız, sizi de Mevla’m kayırmaz sonunda.
Bu şehirde hiçbir çocuk aç kalmaz ama bilgisiz kalır Sayın Başkan!
Lütfen şu işe ciddi bi eğilin….