İyi mi, kötü mü? Siz karar, verin sonucu size bıraktım!
Benim güvercinli bir tezgâhım da yok ki sizin geleceğinizi güvercin gagasından okuyup, geleceğinizle ilgili haberler vereyim!
Buradan, somut bilgilerle hep birilerinin niyetlerinin ne olduğunu yazdık!
Kimimiz aydık, kimimiz ayamadık!
Yoksa bugüne kadar kimseyle husumetimiz olmadı!
İnsanlık için, “önce insan” dedik!.. Bizimle birlikte “Önce İnsan” diyen öncelikli insanları da hedefimize koyduk!
Genel olarak, yurdum insanının çoktan seçmeli bir hayatı vardır!..
Genel çoğunluğun yaşam standartları, önceden belirlenen şartlar içerisinde geçer. Demokrasinin tarifine hiç uymayacak bir biçimde kast sistemi içerisinde yürüyüp giden bir yaşam tarzıdır.
Senin adına programlandırılmıştır her şey!..
Zincirlerinden bir kere kopmak istersin! Düşünce özgürlüğü yaşamak istersin! Kendini ifade edecek bir partinin içinde olmak istersin!
Kapıdan içeri adımını attığında! Önünüze standardize edilmiş bir program çıkar!..
Her şey senin adına belirlenmiştir! Seçeneklerin çoktan seçmelidir. Hatta daha çok ileri gidilmiş! Seçenek bire indirilmiştir. “Adayımızı belirledik bu adayımıza oy vereceksin” diyerek, partiye gitmenize bile gerek görmezler!
Teşkilatta neymiş, örgüt ne? Ne gerek var böyle şeylere. Kadın kolu, gençlik kolu ne bunlar zaman kaybı?..
Meydan çalışmaları için meclis üyeleri yeter!
CHP’nin durumu buydu. Bunu gördüm ve yazdım!..
Ne teşkilat başkanı ne teşkilat çalışması! Neredeydi, CHP’nin dillere destan olan kadın Kolları, geceleri; Silivri’nin sokakları almazdı CHP’nin gençlik çalışmalarını!..
Bunları, bu seçim hazırlığında ben göremedim yoktular! Gel de buradan başarı bekle ve bunu benim haykırmamda da sakınca göremiyorum!..
“Listeyi kim yaptı, örgüt çalışması olmadan liste mi yapılır” demeye kalmadı!
İmdat sirenleri çalmaya başladı!
Küüütt! Koordinatör atadılar. CHP Milletvekili Engin Altay’ı davet ettiler, merkezden apar topar getirdiler! “Hoop, ne oluyor?” demeye getirdiler!
Neyi koordine edecekti.
Herkes birbirinden habersiz ve de seçim çalışması yapılmamış! Ya da en azından birkaç isim çağrılmamış, danışılmamış!
Ne yapacaksın?.. Engelli Merkezi.
İyi de be birader! Son güne kadar, meclis üyesi idin, en azından en iyi bilen sen olmalısın. Türkiye’nin 2. Büyük Engelli Merkezi şehrimize yapıldı. İBB’de bile yok böyle bir tesis. Bütün Trakya ve İstanbul’a hizmet veriyor…
Gençlik Merkezi! Var zaten 1. Kısmı hizmet veriyor. 2. Kısmının temelleri atıldı!
Şimdi bütün bunları niçin yazdım biliyor musunuz?
Bora’ya kara çalmak için değil, Bora’nın teşkilattan ne kadar kopuk olduğunu göstermek için. Adeta batması için çalışmalar yapılıyordu! Sizler, hiç örgütsüz parti gördünüz mü? Buyurun Görün… Bir yanda başkan adayı bir yanda meclis adayları… Teşkilat nerede?..
Yok, zaten hiç olmadılar! Olması içinde zorlamadılar!
Yani demem o ki örgütsüz bir partinin görüntüsü bunlardı!
Son yaklaştıkça, siyasetin baronları ortaya çıkmaya başladı!..
Hesapçılar, kitapçılar, hallederiz Abi’ciler rahat ol sıkıntı yok diyenler iş başı yaptılar, pazar büyük, pasta çok daha büyük nede olsa!…
Gel de halkın beklentilerinden uzak kalmış, koordine olamamış bir partiye katkı sağlayacak erinim sağla…
Olacak iş değil!..
Hiçbir örgüt çalışmasına şahit olamadığım partinin seçim için bir program dahilinde ne delege ne de bir üye toplantısı gerçekleştiremediğini görmüş olduk!
Yani, çoktan seçmeli bir sonucu bana iki aşamalı bir halde dayatma olarak sunan hiçbir parti yönetiminle uzlaşmayacağımı çok defa söylemişimdir.
2019 seçimlerine Bora Balcıoğlu’nun adaylığı ile girilseydi. Belki de son yılların en yüksek oyunu almış bir başkan olarak çıkabilirdi.
Tanımıyorduk!
Oysa şimdi, tanıdık!
Partisinin içinde bile kaybetmesine kesin gözü ile bakılmış, günlerce seçim desteği verilmemiş ve bir örgüt gücünü arkasında hissetmeyen başkan adayının herhangi bir proje çalışması elinde olmadan meydanlara çıkması benimle birlikte birçok aklı selim insanının gözünde Bora Balcıoğlu sempatisini zedelemiş ve sorgular hale getirmiştir.
Beni ne zaman anlayacaksınız biliyor musunuz? Seçimin sonucuna göre değil; kazansın ya da kaybetsin her iki durumda beni muazzam bir şekilde teyit edecektir.
CHP için 60 ay sürecek savaşlara hazırlanın…
Bununla birlikte, Silivri’miz için adeta bir şans haline gelen şehrimiz için yenilikçi projeler üreten ve 5 yıl gibi kısa bir sürede devlet kaynaklı yatırımları ardı ardına hayata geçiren, Bir Belediye Başkanına sadece yaptıkları ve yapacakları adına bir dönem daha şans verilmesinden yana olduğumu söylemekten imtina etmem! Bunu da kendime görev addediyorum!..
Gerçekçi, eğitimci, teknolojik, geleceğe dönük, gençlik projeleri ile Sağlık, iletişim, ulaşım, güvenlik, sistematik yatırımlar görmezden getirilip, bireyci siyasi hamaset yalanları ile karşınıza çıkarılan adaylarının adeta Cumhurbaşkanının karşısına çıkacakmış algısı yaratılarak algılarınızla adeta dalga geçiliyor!..
Öğrenci eğitim merkezleri, Gençlik spor alanları, bilgisayar, yabancı dil ve üniversiteye hazırlık kurslarının üzeri çiziliyor, sanki belediyeciliğin göreviymiş gibi gösterilen emekli maaşlarınıza Bora Balcıoğlu tarafından hemen zam yaptırılacakmış gibi Ak Parti düşmanlığı algısıyla karşı karşıya bırakılıyorsunuz!..
Nedir Belediyecilik, yaşanabilir şehir ve çevre koşulları yaratmaktır.
Yapılmadık sosyal proje kalmasın!
Çünkü manayı ayakta tutan dört sütun “insan- kent- anlam- tarih” tir
Şehirlerin de inanmışı, inkarcısı vardır.
Ben iman haykıran, sessizliğinde, iman çınlayan şehirlerin mimarı olmalıyım” der. S. Karakoç bir şiirinde…
Garip Guraba’nın duaları yeter!..