Direk CHP olarak gireceğim konuya ama güzel de paslar alıyorum. Yazmazsam ayıp olur vatandaşa karşı!..
Evet, CHP’de neler oluyor? Yukarısı, aşağısı karışık. Hani, güzel bir türkümüz var, “Yukarıdan, aşağıdan yolun sonu görünüyor” diyor Musa Eroğlu…
Yukarısı, güzel bir atasözünü anımsatıyor bana, “……Cafer bez getirin” sözü bu kadar mı güzel anlatır olayı! 40 gün kalmış seçimlere şunun şurasında ama hâlâ kendilerini bir türlü hazmedemediler!..
Aşağısı nasıl? Yani memleketim!..
Yukarıdan farkı yok, bir koşuşturmaca var. Start verileli neredeyse 40 gün oldu. Hâlâ işler rayına oturamadı. “Sakin adam” diye adlandırdığımız Bora Balcıoğlu’nun ekibi bir türlü oluşamıyor. Göz önünde olanlar ayrı, arka planda, plan yapanlar ayrı!..
Aslında, şu ekip işi; işin en başında yapılacak işlerin arasındadır. Geçenlerde dedim: “Siyasette kervan yolda düzülmez” diye kervanı soyarlar, soğana çevirirler.
Cephedekiler ayrı, sütre gerisinden ateş edenler ayrı! Darıldım, diyenler ayrı; oynamıyorum, topumu verin diyenler ayrı. Bilmem farkında mısınız seçimler geldi. Parti içinde köşe kapmacalar ayrı oynanıyor. Teşkilatın içinde İlçe Başkanı ayrı telden çalıyor, dışarıda ekip ayrı telden çalıyor. Haftada bir ekip değişiyor!
Ağustos böceklerinin sırrı nedir bilir misiniz? En uzun yaşayan böcektir.
Ortalama, 12 yıl boyunca toprağın altında larva olarak yaşarlar, bitki özsuları ile beslenirler. Böcek olarak dışarı çıktıklarında ömürleri 20 ila 30 gündür. 12 yıl toprağın altında yaşa, yeryüzüne çık, ışığı görüp ötmeye başlayacaksın, eş bulacaksın. O da sesin güzelse tercih ediliyorsun. (Bir kuş tarafından kapılma riski de var)
Ne alaka şimdi ağustos böceği değil mi? Hiç yeşillik olsun diye koyduk…
Arada biri var ki orada olması bile bütün olayı anlatıyor sanki! Yılmaz Kandemir abimizden bahsedeyim biraz! Yılların siyasetçisi, kendinden başka herkese hayrı dokundu! Kalktı, yeniden çizmelerini giydi CHP’de ombudsmanlık görevine soyundu. Öyle, gizli kapaklı işleri de yoktur.
Ombudsmanlık dedik; çünkü o, bir bilendir.
Kendi sayfasından paylaşıyor, bir araya gelmek isteyenleri özenle ile bir araya getirmekten bahsediyor. Ona koşuyor, buna koşuyor ve kesintisiz konuşuyor; kırgınlıklardan bahsediyor.
Soracağım, soramıyorum. Diyeceğim dilim varmıyor! Yılmaz Abi hani neredeyse seçim sabahına erdik, sen hâlâ küskünlükten dem vuruyorsun. Barıştırmaktan, bir araya getirmekten bahsediyorsun. (Dört haftadır)
Birini toparlıyorsun, sanırım öbürü gidiyor. Öbürünü toparlıyorsun diğeri gidiyor. İşin çok zor senin. Fotoğraf vermekle olmuyor bu işler.
Neden mi zor?..
Konuştuk dediğin insanlar, hiç konuşmuyor!..
Sen, bu Silivri’de en uzun soluklu siyaset yapan insanlarından birisin. Gösterdiğin iyi niyeti anlıyorum ama dikkat et olayların merkezinde sadece sen görünüyorsun… Yani tek başına!
Bu kadar kendini davasına adamış bir insan bu kadar yalnız bırakılır mı? Sen, farkında değilsin ama o oluşum için gittiğin insanlardan farkın yok! Yani, ortada bir kör döğüşü var! Kimse senin varlığından ve yaptıklarından haberdar değilmiş gibiler. Yani kalkarlar, yarın öbür gün şunu da diyebilirler; “Yılmaz Kandemir’in yaptıkları ve konuştukları kendini bağlar” derler mi derler! Yoksa bütün bunlar oluşurken sonucunu da böyle mi düşündünüz! Böyle mi düşünelim!.. Yılmaz tek başına çabalıyor mu diyelim? Sen, bu oluşumun arkasındasın ama onlar senin arkanda mı? Daha kimseden bir tek kelime duymadım!..
Diyeceğim o kadar şey var ki aslında! Birçoğu akıl tutulması yaratır. Ben senin Bora Balcıoğlu’nu desteklemene asla karşı değilim. Ama son günlere geldik, sen hâlâ beşli buluşmalardan bahsediyorsun(!) Geçtiğimiz günlerde neden olmadı bu buluşmalar?
Oldu da pazarlıklar mı tutmadı! diye sorarım. Ne pazarlığı diyenler olur değil mi?.. Herkesin bir adamı var, herkes geleceğini güvendiği insanlara bağlamak ister. Ama sen düşünme bunları. Bir araya geldiğiniz Selami Başkana bi sor bakalım, tecrübe “yediği kazıkların bileşkesi miymiş!”
Ya da siz en iyisi seçimden sonra bir araya gelin!.. Ne anlatacaksınız birbirinize…
Sizin bu anlattıklarınızdan, seçmenin hissettiği 10 üzeri deprem!
CHP’nin iskâmbil kâğıdından kaleleri çökmeye hazır! Yani partinin genel hatları böyle. Düşünün İmamoğlu kaybetti, Bora kazandı! Silivri’ye de yazık olur, Bora’ya da!
Bana darılma gücenme ama birer hafta arayla bir aydır bir araya gelmekten, bir araya getirmekten bahsediyorsun!
Olmuyor mu?
Gel biz seninle Silivri’nin geleceği için geçmişi irdeleyelim!
En iyi bildiğin konuda ben sana yardım edeyim.
Kissinger olsan fayda etmez bu saatten sonra! Şubatın 20’sinden sonra görüşürüz…