Ya neydi?
İttihat ve Terakki!…
İlk baktığınızda vatan kurtaracakları çatısı altında toplayan bir cemiyet gibi görünse de aslında sadece Osmanlıya karşı değil özellikle Atatürk ve mücadelesine karşı da cephe almış cemiyettir. (1889-1918)
Şimdi, şu Rus oyuncağı Matruşka ile konumuzun ne ilgisi var diyeceksiniz!
Matruşkalar da kriptoludur. İç içe geçmiş 4 bebekten oluşur. Her birinin kapağını açtıkça içinden başka bir bebek çıkar… Ortak özellikleri hepsi birbirinin kopyasıdır…
İttihat ve Terakki örgütün temelleri, 2 Haziran 1889 tarihinde dört Mekteb-i Tıbbiyye-i Şâhâne öğrencisi tarafından atıldı. İbrâhim Temo’nun öncülüğünde Abdullah Cevdet, İshak Sükûtî ve Mehmed Reşid, İttihâd-ı Osmânî adında bir cemiyetin kurulması için görüş birliğine vardılar ve daha sonra bu okul ve diğer Osmanlı eğitim müesseselerindeki çok sayıda öğrencinin katılımıyla örgütün üye adedini hızla arttırdılar. Alman gizli servisleri tarafından kontrol edilen cemiyet, Osmanlı ordu mensuplarından da yardım görmektedir.
Aslında kurucusu Almanya’dır ve onun himayesindedirler. Alman gizli servisleri tarafından kontrol edilirler. Fakat gerek Osmanlı zabitlerinin gerekse Almanya – Osmanlı birlikteliğine zarar gelmemesi için işin içine Fransa’yı da kattılar! Nasıl mı?
Almanya, Fransa’yı Talebeler ve Osmanlıdan kaçan aydınlar için bir üs haline gelmesini kontrol etti! Osmanlı’da yayım yasağı olduğundan Almanya ve Fransa, Osmanlı aydınlarının limanları haline dönüşmüştü! Almanya’nın Enver Paşa’ya verdiği gazlar arasında Osmanlı’nın ENVERLAND’a dönüştürüleceği haberini kulağına üflüyordu!
Gerçek vatanseverler yok muydu, aralarında?
Olmaz mı? Onlar vatanları için bir şey yapmak için bir araya geldiklerini sanıyorlardı!…
Cemiyet, gizli bir şekilde örgütlenmesine rağmen 1893 yılında 900’den fazla üyeye ulaşarak hızlı bir şekilde büyümüştür.
Büyük bir gizlilik içinde faaliyetlerine devam eden İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri, öğrencilerine Namık Kemal’in yazılarını okutarak, milli duyguların gelişmesini sağladılar. Cemiyet üyeleri okulun yanındaki odunlukta toplanarak toplantılar yapıyorlardı.
Bu toplantılara Hatap Kıraathanesi adı verilmekteydi.
Bu toplantılarda, öğrenciler yönlendiriliyordu. Osmanlı tarihindeki 1908 ve 1918 yılları arasındaki dönem, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin siyasi anlamda en faal olduğu dönemdir.
İngilizler devreye gidiyor!
Almanların Cemiyetteki gölgesi Enver Paşa’nın gücünü kısıtlama hareketine girerek Cemiyetin gerek Osmanlı devleti üzerinde gerekse halkın üzerindeki etkisini silmeyi başarıyorlar.
Yani iç içe geçmiş bir sürü devlet bir sürü ajan ve kullanılan insanlar, aydınlar!
Mustafa Kemal İttihat ve Terakki ile ne zaman karşılaşıyor? Meşrutiyetten hemen önce sadece iki toplantılarına katılıyor ve bir daha gitmiyor… Çünkü Tehlikeyi seziyor!
Dikkat ederseniz; okullar, yabancı devlet ajanları, yardımları… Yardım deyince aklıma geldi! İlki geçen yıl 24 Haziran’da 10 TL olarak toplanan Muharrem İnce yardımları vardı anımsadınız mı? Ha şimdi 20 TL Sayın İmamoğlu yardımları toplanıyor! Kılıfına uydurularak… İşte, bir benzerini de İttihatçılar yapıyordu. Gâh milli mücadele adına, gâh aydınların okul parası adına… Para, altın, takı, yüzük, bilezik ne varsa kabuldü! Servet-i Fünun ve Tanin gazetelerinin Almanya’daki kuruluşları için tam 20 bin Osmanlı lirası toplanmıştı!
Bir Osmanlı memurunun 20- 50 lira arası maaş aldığını düşünürseniz, o günkü 20 Bin TL alım gücünü varın siz hesaplayın!
Bu Avrupalı ve İngiliz siyasetçiler kendilerini hiç yenilemediler! 200 yıllık siyasi oyunları ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyorlar!
Bir tarihi veriyorum!
1918 İstanbul’un işgali ile başlayan İttifak ve Terakki’nin tasfiye süreci 5 gün içerisinde bitiveriyor! Ara ki bir tane ittihatçı bulasın! En kıdemlileri Almanya’nın yolunu tutuyorlar…
Bu günlerde karşımıza üç beş ay da parlatılmış ve üç beş ay öncesine kadar adı şanı duyulmayan 3 5 yıl öncesine kadar CHP’de bile olmayan ANAP’lı bir ailenin çocuğu Ekrem İmamoğlu kurtarıcı olarak çıkarılıyor.
Öyle bir hazır hale getirdiler ki Sayın İmamoğlu’nu öyle bir parlattılar ki buna kendi bile inanamıyordur belki!..
Abimiz, belki doğal haliyle kalsa daha çok prim yapacaktı!
Tam teçhizatlı bir Belediye Başkanı çizdiler bize! Solcuydu ama MHP’lileri çok seviyordu. ANAP’lı bir ailenin CHP’li çocuğu olma yolunda mücadelesini vermişti. Zengin’di ama fukara gönüllüydü! Oysa, Google’da geçmişine pek rastlayamazsınız ama 5 ayda Süpermen icat ettik!
E normaldir! Doğduğu tarihten, ülkeye ilk geldiği tarihin arasında 34 yıl olan bir adamdan ekmek kavgası ideolojisi yaratıp, ülke başına getirmeye çalışanlar için bir belediye başkanlığı için yeterli donanıma sahip görünüyor İmamoğlu…