Memleketim!..

24 Temmuz 1908 tarihi, II. Meşrutiyetin yürürlüğe girmesiyle birlikte çıkan gazeteler; sansür memurlarına verilmeden basılmış ve bugün tarihe “sansürün kaldırılması” olarak geçmiştir. “Bayram” diye de kutluyoruz. Kimse sormamış “ertesi gün ne oldu”? Diye!..

Ne güzel bir sözdür, “memleketim” ya da “memleketlim” diyebilmek!

Nazım Hikmet’in şu dizeleriyle girmek istiyorum mevzuya…

“Nasıl öfkelenmem düşündükçe memleketimi. Çırpınıyor ayakları altında bir avuç hergelenin.” N.H.RAN

Nasıl, çarpıcı bir ifade değil mi?

Çarpılmayanlar, zaten memleketi çarpmaya kalkışanlardır…

Öncelikli olarak kendinize sormanızı istiyorum! 15 yıl boyunca yerel yönetiminin en üst kademelerinde görev yapıyorsunuz ama kafanızda hep iktidar olmak var.

Yani demem o ki meclis üyesisin, il genel meclisine gitmişsin, başkan yardımcılığı almışsın belediye başkanlığına ramak kalmış gibi bir durum var! 15 yıl bunu hayal etmişsiniz, siz olsanız ne yaparsınız?

Nasıl hazırlanırdınız? Soru bu!

Ben ne yapardım biliyor musunuz? Kendime bir ekip kurar, onlarla birlikte hazırlanır, onlarla birlikte proje hazırlar ve en az 3-5 projeyle birlikte memleketimin ihtiyacı olan projeler bunlardır diyerek, ortaya çıkardım.

Ne ile ve nasıl çıktık?

Bir A4 kâğıt ve tek başına!

İyi bir farkla da seçimi aldı.

Nasıl oldu bu iş?..

Gülümsedi! Sadece gülümsedi…

Oysa, o kadar farklı güçlerin mücadelesi vardı ki ortada! Merak ediyorum. Acaba kulağına hiç üflemişler miydi?

Uluslararası toplum mühendislerinin harıl harıl çalıştığını; yerel seçimleri, Türk halkına genel seçimleri etkileyeceğini, iktidarı sarsacağını hatta yıkacaklarını ima ettiler!

Tuttu da bu propaganda!

Ne dediler?

“Boş tencere çok iktidarı götürmüştür” 1976 model, Merhum Süleyman Demirel çıkışlı bu cümle yine ortalığı kasıp kavuracaktı! Ek yapmayı unutmadılar! Emekli maaşlarına da atıfta bulundular. Sanırsınız ki ertesi sabah iktidar, emeklilere; en kallavisinden zam yapacaktı!.. Bugün itibarıyla hala yapacaklar!

Ne oldu?

Gözlere perde indi, sis bastı, ses bitti!

Bir önceki yerel yönetimin projeleri sanki hiç yapılmamış gibiydi!

Bütün projelere karşılık bir tek A4 kâğıdı büyük bir zafer kazanıyordu. Yerel iktidar el değiştiriyordu!

O, tek başına yürüyor ve gülümsüyordu.

Kervan yolda düzülür dedi. 120 günün sonunda hala ekibini kuruyor ve zaferini kutluyordu…

Yakında bir projeyi önüne bırakırlar!

Sahiplen dediklerinde sahiplenecektir.

Uyanık olmazsa, Silivri’ye yüzyılın kötülüğünü yapacaklardır. Abi-kardeş elbirliği diyerek…

Bölgemizde verimli araziler üzerine kurulan Çerkezköy-Karıştıran hattı sanayi bölgelerinde 700 üzerinde kapanan fabrikalar ölü bir sanayi bölgesini oluştururken, benim memleketime sanayi bölgesi kurmaya kalkan, sayıları bir elin parmakları kadar az olan talancıların ellerini ovuşturduklarını hisseder gibiyim!

Benim içim yanıyor “Ah Benim memleketim” diyorum…

O gülümsüyor!

Son perde, hiç açılmadan kapatılsın!

Hüseyin Turan dönemi dahil olmak üzere 3 belediye başkanı ve 20 koca yıl hiçbir şey bu kadar anlamsız olmadı.

Memleketçe kaderimiz, her yere davul zurna ile gidiyoruz. Curcunayı da severiz. Aradan sıyrılmaya yarar ama devlet adamlığı başka bir şeydir.

İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

Suça ortak olmak

Yeniden Merhaba

Hop Dedik!

Zeynep Abladan Mektuplar

Boy Aynası

Ver Coşkuyu…

İlgili Yazılar

Suça ortak olmak

Yeniden Merhaba

Hop Dedik!

Zeynep Abladan Mektuplar

Boy Aynası

Ver Coşkuyu…