İmamın Oğlu

Sizlere, televizyonlardaki iki konuşmadan örnekler vererek yazıma başlamak istiyorum!İlk konuşma, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması:

Tüm televizyon kanallarında yayınlandığı için özellikle kanal adı vermiyorum.

Diyor ki Sayın Kılıçdaroğlu: “Gördünüz, eşit olmayan koşullarda bir seçim gerçekleştirdik. İstanbul’un mazbatasını Sayın Ekrem İmamoğlu aldı. Ankara’yı, Antalya’yı, Adana ve Mersin’i kazandık. Alacağımızı biliyorduk”! Diyor ve ekliyor; Bursa, Zonguldak ve Giresun’da beklediğimiz sonuçları alamadık. Bursa, içimde bir yaradır. Zaten geriye dönüp, ‘nerede hata yaptık, nerede eksiğimiz oldu’ bunları oturup düşüneceğiz. “Ders çıkaracağız” diyor (!)

Diyor mu? Diyor! Hani, sorasım geldi. Bursa, içinizde yara da Zonguldak, Giresun niye değil?

İstanbul zaferinden ölçü tutarak, tevazu gösteriyor, İstanbul’u alan bunları mutlaka alması gerekirdi gibilerinden… Eh, bu toplum bu sözleri her hafta maçlardan sonra futbolculardan dinleye dinleye kanıksadı zaten! “Bu maçtan ders çıkaracağız, önümüzdeki maçlara bakacağız” demiyorlar mı?

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının başında diyor ki; “öngördüğümüz strateji tutmuş oldu”!  Diyerek, başarıya ortak olmaya çalışıyor.

CHP’nin kalesi Kırklareli’nde niye tutmadı bu strateji? Silivri’de niye tutmadı? Demek ki strateji diye bir şey yokmuş!…

Bu ülkede soğanla, domatesi yan yana getirdiğiniz an yemek olur! Yurdum insanının evinde tencere bunlarla kaynar… ( Süleyman Demirel’in bir sözü devreye giriyor burada, “boş tencere çok iktidarı düşürmüştür” sözü geliveriyor aklımıza!…

İktidarın bunu görememesi, seçimi kaybettirdi!

Şayet, ortada bir strateji varsa o da dış güçlerin stratejisidir! Çuvalı 50 TL olan patatesin kilosu 15 TL ile çuvalı 30 TL olan soğanın kilosu 10 TL ve kasası 20 TL olan domatese kimin eli uzandıysa, kilosu 10 TL olduysa, stratejinin de sahibi odur!

Soracaksınız, “İmamoğlu ile bunların ne alakası var”? Diye! Var, var!…

Anımsarsanız, CHP; Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde MHP ile bir çatı adayı icat etmişlerdi!…  Çatı adayları, kimdi? Ekmelettin!…

Ne olmuştu, o günlerde? Ekmeğe zam gelmişti. CHP’liler ne diye sokağa dökülmüşlerdi? “Ekmek için ekmelettin” (!)

Allahtan, beyefendi; Mısır’da yaşadığından fazla rağbet görmemişti (!)

Patates stratejisi tuttu ama bunu da mevcut iktidar göremedi!

Milletin cebine elini fazla atmayacaksın! Hele ki böyle seçim zamanlarında!…

Neyse, imamın oğlu mazbatayı aldı…

Mazbatayı almadan önce bir konuşması var! Ne diyordu? Kriptolu konuşuyordu!

Konusu, belediyecilik ve sonuç alınamayan İstanbul yerel seçimleri olmasına rağmen o, ısrarla Türkiye’nin dış politikasına dikkat çekiyordu! “S 400 füzelerinin alımından bahsediyor, F 35’leri gündeme taşıyor, İsrail ile ortak olarak Rumların Kıbrıs’ın etrafında petrol aramalarına dikkat çekerek, hükümete uyarılar yapıyordu!

“Aman ne hassas ne bilgili bir belediye başkanımız oldu” diyen halkımız sırasıyla; önce doların düşmesini, enflasyonun düşmesini hatta hükümetim düşmesini beklemeye başladı!…

Ve sanıyorum ki ucuz antrkot şovundan sonra bu ülkede Fransız ihtilaline benzer bir burjuvazi ihtilalini beklemeye başlayacaktır.  Çünkü CHP, tarihsel olarak modern burjuvazinin (şehir burjuvazisinin) desteğini alır. İdeolojik yapısı da bunun üzerine kuruludur. Dolayısıyla, kapitalist ekonomi ile uyumludur. Emperyalizm bu ülkede bütün görüşlere oynuyor. Birine az oynuyor, birine daha çok oynuyor ama oynuyor bir şekilde… Aslında, Sayın Erdoğan’ın getirdiği sistem emperyalistlerin işine gelmemektedir.

Çünkü modernize edilmiş bir ülkeye kapitalizm daha kolay ihraç edilebilmektedir. Oysa, siyasal İslam hareketi bu çarkı ortadan kaldırmaktadır…

Aslında, S 400’lerin, F 35’lerin ve FETÖ’nün gündem oluşturması sadece siyasal İslam hareketinin işine gelmektedir…  Emperyalistlerin yeni hareketler içinde oldukları aşikâr. Bunu yukarı da yazdığım gibi Soğan 15 lira domates 20 lira patates 25 lira olduğunda göreceğiz ve ülke iktidarına direnmemiz için önümüze koyacaklardır…

Kapitalist olgular taşıyan bu direnişler, ancak burjuvazi direnişlerdir. Afrika’daki darbelere bakarsanız; konunun anlaşılırlığını keşfedersiniz. Sonra başa getirilenlere, “ne güzel başkansın, toplumcusun, halkçısın” terapisi ile kendi halkına kakalamaya çalışırlar…

Ülkemizde, iktidara karşı bu rolü üstlenecek zemini en müsait parti CHP olmuştur. İstanbul Belediye başkanlığı; Afrika’daki zır cahil bir generalden çok daha geçerli olacaktır…

Yoksa, CHP’nin öyle” sosyal demokrasi” adına geliştirdiği bir seçim stratejisi falan yoktur, olmamıştır da…

İmamın oğluna baktığımızda bu işe Sayın Kılıçdaroğlu’ndan daha serinkanlı olduğunu ve bu yüzden işin şov kısmını önemsediğini ve program dahilinde yürüttüğünü hep birlikte görmüş olduk!…

Kriptolu konuşmalarına dikkat çekmiştim! Konuşmalarında ağzına pelesenk olmuş bir kelime de dikkatimi çekmedi değil! Her cümlesi ya hizmetle başlıyor ya da hizmetkârlıkla sonlandırıyordu… Umarım yanılıyorumdur…

CHP’nin izlediği siyasi yol, yol değil görüşündeyim! Emperyalistlerin barış yoluyla amaçlarına varmak doğrultusunda yapmış oldukları sinsi hesaplara içeriden destek ve yardımcı bulmakta olduğunu ve yakında bunun bir strateji mi, yoksa proje mi? Olduğunu, hep birlikte görürüz!

Ülkemiz üzerinde sürdürülen bir savaş var! Amerika ve İsrail ortaklığına karşı İngiltere’nin Ak Parti Hükümetine gizli desteği artık gizli olmayıp, aşikâre bir hal aldı ve ülkemiz üzerindeki oynanan oyunları artık net bir şekilde görebilmekteyiz…

Evangelistler, 100 yıllık aşkları İstanbul’u yalnız bırakmazlar. Onlarınki bir başka tutkudur.

İmamın oğluna şimdilik bir başrol verdiler. Umarım, bu uzun metrajlı bir diziye dönüşmez…

İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

Seçmen Ne istiyor?..

İlgili Yazılar

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

Seçmen Ne istiyor?..