Boy Aynası

0
Boy Aynası

Siyasi hayatımızın içinde mit olmuş söylemler vardır. Bu konuda rahmetli Süleyman Demirel’in eline kimse su dökemez! Ne zaman seçim kazansa; hükümeti kurma görevini aldığında ilk söylediği sözdür. “Yüz gün sonra görüşelim” diyerek kendisine zaman kazandırırdı. Bu söylem, yerel seçimlerde daha çok konuşulur hale geldi ve sonrasın da belediye başkanları için daha sık söylenmeye başlandı.

Basından 100 gün boyunca çok önemli bir şey olmadıkça ses çıkmaz, yeni seçilen yerel yönetim de kendisine bir strateji belirler, görev dağılımı yapar ve halkın karşısına çıktığında neler yapacaklarını, eksiklerin neler olduğunu, ne şekilde hareket edeceklerini, projelerini nasıl uygulayacaklarını medya aracılığı ile halka duyururlardı…

Bu durum, ülkemizde tüm seçimler sonrasında böyle işlemiştir.

Şehrimizde de 100 günlük sürecin işlediği ve konuşulduğu ilk yerel seçim olarak Sayın Selami Değirmenci döneminden bu yana geçerliliğini sürdürdüğünü söyleyebiliriz.

Belediye Başkanlarının ve yönetimlerinin gönüllü kabul ettikleri bu süreç kendileri için bir boy aynası niteliğinde olup, biraz da kendi kendilerini merak ettiklerinden 100 günlük sürenin dolmasını iple çekerler.

Yani, bu 100 günlük sürecin sonunda Sayın Bora Başkan, boy aynası karşısında nasıl bir fotoğraf vermiştir acaba?..

Eski dönemlerden bir arkadaşımın sözlerini anımsayarak bakalım aynadaki görüntüye!..

O arkadaşımızın dediği şuydu; “Daima büyük fotoğrafa bakmayı ihmal etmemelisin” derdi… Kulakları çınlasın, zor alıştım ama artık büyük fotoğraflara bakmayı da ihmal etmiyorum…

Büyük fotoğrafta her şey daha net görünüyordu. “O, büyük fotoğraf karesinde bulunanların birçoğu, Bora Başkanımızın kendi seçimi değildi”!

Göreve böyle başladı.

Şimdi, boy aynasındaki görüntünün aslında gerçekleri yansıtmadığını hepimiz biliyoruz!..

Sizce, 100 gün boyunca aynada ne gördük?..

Bizce, 100 gün boyunca damba düdük eğlendik!

Ben işin bu yönündeyim!

60 günü tebriklerle geçti zaten.

Çok tebrik edenler oldu. Kapılardan gitmediler, işe girmek isteyenler, göze girmek isteyenler, işi biraz abarttılar gibi geldi bana!

Kapı önlerinde hasılı kelam, netice-i meram durumları oluşmaya başladı.

Karşılama komiteleri; “bana söyleyin, iletirim” “bana bırakın, ben veririm” ile başlayan kuyruk eritme hamlelerine karşılık, tepkiler gecikmedi.

Görev dağılım süreci uzadı da uzadı! Makama göre adam, adama göre makam bulunamadı. Dışarıda, birçok insanımızın, başkan yardımcılığı beklentisi sesleri yükselmeye başladı…

100 gün geçti, hala başkan yardımcıları eksik! Zaten bu durum çok şeyi anlatmakta…

Netice de bir iki arkadaşın dışında hiçbir makam, adamını bulamadı!..

İşte, tam da bu yüzden şehri karasinekler ve karafatmalar bastı.

60 günü böyle geçerken, 40 günü de kutlamalara ayırdık.

  1. Günün sonunu da festivalle taçlandırdık.

Bu şehir, hiçbir festivalde Brezilya karnavalı gibi yürümemişti. İyi oldu, merakımızı gidermiş olduk.

Ha, bu arada bir öncekiler gibi illa dışarıdan adam transfer etme geleneğine uyup, B. Çekmece ’den Hasan Başkanın telkinleriyle bir arkadaşı transfer ettiniz. Helal olsun ki o arkadaşa, açık ve net tavrını koyarak istifa etti. Aksi halde, Hasan Başkan Silivri’yi de kendisine bağlayabilirdi (!)

Bu memleketin akademik dinamiklerini göz ardı etmeyin, derim!..

Bir de bir ricamız olacak sizden! Çünkü benden size iletmemi istediler…

Siz, siz olun, sizden rica da bulunmak isteyen insanımıza, “Bana çöpmüş, yol çökmüş, bina göçmüş gibi sorunlarla gelmeyin, benim önceliğim insan” demeyin. Ne yani, açık kalp ameliyatına mı gireceksiniz!

Bu, duymak istemediğiniz konular zaten insanı kapsıyor ve siz onun için oradasınız!

Burada yazdıklarımın birçoğu halkın görüş ve şikayetlerinden oluşmaktadır. Boy aynası bu! Ne gördüysek ne duyduysak onu yazdık. Birçoğunun farkında olduğunuzu da biliyorum. Buraya yazma amacım, sadece siz bilmiyorsunuz! dışarıda; herkes, her şeyi biliyor, demek için yazdım! Tabi ki yazmadıklarım da var. Siz, 100 günü dikkate alın! Kurmaylarınızla oturup konuşun. Bunlar, şehrimizden yansımalar. Sağlıcakla kalın…