Son günlerde afişlerde, ekranlarda bayram kutlamaları okuyoruz. Genellikle yerel yöneticilerin, siyasilerin, imzası var altlarında. Pek çoğunda da ‘’ Bayramınız mübarek olsun! Ya da mübarek bayramlar dilerim!’’ deniyor.
Olsun bakalım da bayram zaten kutsanmış (mübarek) değil mi?
Ben din adamı değil, dil adamıyım ancak bu sözcükle ile ilgili birkaç kelam etmeliyim:
Sözcük Arapça “brk” kökenli. M ile başlayıp büyük ünlü uyumuna aykırılığından belli. Anlamı;
1.Bolluk getiren, bereketli, verimli.
2.Kutlu, kutsal.
Bayramlarda ikinci anlamı kullanılır.
İnsanların kutsalları vardır. Bunlar; şehir olabilir, nehir olabilir, kişi olabilir, olay olabilir.
Mekke, Vatikan, Kudüs, Varanasi, Beytüllahim…. kutsaldır,
Ganj, Brahmaputra, İndus, Şeria … kutsaldır,
Peygamberler, dedeler, papazlar şeyhülislamlar, halifeler (güncel konumuz (!) , çocuklara tecavüz etmeyen (!) din adamları … kutsaldır.
Hicret, cumalar, kandiller (Rahmetli Yaşar Nuri Hocamızı rahmetle analım(!) bayramlar (Ramazan, Kurban, Noel, Hamursuz, Cadılar) … kutsaldır.
O halde kutsalı kutsamak neyin nesi?..
Dil konusunda hep şunu savunmuşumdur. Bu işi liyakatli (!) kişiler yapsın. Örneğin geçen yıl İstanbul- Çekmeköy’de Şile yoluna asılmış böyle bir afiş görmüş, ‘’ Sen de mi İBB’’ demiştim!
Masasında Osmanlıca Sözlük, Türkçe sözlük, yazım kılavuzu olmayan kültür müdürü, reklamcı, tabelacı liyakatli (!) kişi olamaz.
Olsa olsa dil katili olur bence !..