Tabi ki kahramanımız yine Belediye Başkanımız Özcan ışıklar. Maskoop Sanayi Sitesi projesi altında Silivri’miz de kurulması beklenen işyeri yapı kooperatifinin sanayi sitesinin girişimlerini basın yoluyla bir açıklama getirmiş, projenin gayri ciddi olduğunu ve bunun bir tarım arazilerini yağma ve talan olduğunu duyurmuş ve kendi sitesinden paylaşmıştır…
Kooperatif yetkilileri ve yönetim kurulu derhal bir basın toplantısı düzenleyerek kooperatifleri ve projenin işleyişi hakkında bilgileri yerel basınımızla paylaşmak istediler…
Buyurun basın toplantısına…
Öncelikle, Bu basın toplantısını üstlenen, bizleri davet eden Refik Bek arkadaşımıza teşekkür ederiz.
Bizlerin, orada olma nedenlerinden biri de Refik arkadaşımızla, aramızda olan sevgi bağının ne denli kuvvetli olduğunun bir göstergesidir.
Ayrıca, söylemeliyim ki İlgili kooperatif ve yöneticilerinin de Refik Bek ile bir arada olmalarının ne denli isabetli bir karar olduğunu da belirtmek isterim…
Öncelikle, kamuoyuna duyurmalıyız ki bunun bir yağma ve talan olmadığıdır.
Yani basın toplantısı olarak karşımıza çıkan insanların; başlattıkları projenin, devlet destekli olduğu ve yurt dışı kredileri ile desteklendiğini belirten basın açıklamasının bizlere dağıtılması ile birlikte basın bildirisini okuyan, İstanbul Finans Danışmanlık A.Ş yönetim kurulu başkanı Zeki Göktaş’ın, Sayın Işıklar’ın açıklamalarını talihsizlik olarak nitelendirmiştir. Suç isnadında bulunduğunu belirtmiş, Sayın Işıklar’ın kendisi ile 8 ay içerisinde iki defa bir araya gelerek projelerine destek verdiğini, ellerinden ne gelirse yardımcı olacaklarını söylediğini, son iki ay içerisinde Sayın Kaymakamımızla da istişarede bulunduklarını basınımızla paylaşmıştır.
Sayın Özcan Işıklar’ın, başkaları tarafından yanlış bilgilendirildiğini ve de yönlendirildiğine inandıkları belirten Sayın Göktaş konuşmasına Silivri’nin projenin içerisinde bulunan üniversite, hastane ve ar-ge birimleriyle istihdam ve katma değer yaratacağını 20-30 bin civarında insana istihdam sağlanacağını da belirtmiştir.
Tam da burada sormak isterim!
20-30 bin civarında bu insan topluluğunun yüz de kaçı Silivri’nin içerisinden olacaktır? Böyle bir sayı Silivri’nin siyasi hayatına ne kadar etki eder? (Seçimlerde cezaevinin etkisini hatırlayalım)
Sayın Işıklar’ın, endişelerinden biri de bu olmasın sakın!
Böyle büyük bir projenin içinde yer almaması Sayın Işıklar’ı ne kadar üzmüş olabilir? Büyük bir Rantiye kapısı olacak olan projenin finans yönetimi, Silivri’nin özellikle Yerel yönetimini seçim sürecinde ne denli etkileyecektir?
7,5 yıldır algı operasyonlarıyla ve bir türlü yaptıramadığı üniversiteleriyle mutlu mesut yaşıyordu. Nereden çıkmıştı bu proje? Bir yıldır bilgisi olduğu halde neden son iki gün de harekete geçti?
Aslında, basın toplantısı öyle güllük gülistanlık başlamadı dersek yeri var. Yönetimin ve konuşmacıların gergin oldukları gözlerden kaçmadı.
Kooperatif adına konuşmasını yapacak olan Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Sungur öyle bir sözcük kullanarak konuşmaya başladı ki daha sözlerinin başında basınla, bir mesafe arayışı içinde olduğunu gösterdi.
“Hiç kimseyle polemiğe girmeyeceğiz” diyerek, sorularımıza kendisini kapatmış oldu. Oysa, basın toplantıları da bir nevi polemiktir. İstediğiniz yerden gelmeyebilir sorular! Sizler, bizi aydınlatacak ya da yanlış algıları yıkacaksınız. Her şey doğru giderken, yapılan ilk yanlıştı.
İkinci konuşmacımız, İstanbul Finans ve Danışmanlık adına söz alan ve basınla daha uzun süreli konuşan; Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Göktaş’ın konuşmaları aydınlatıcı ve bilgilendirici nitelikteydi. Bilgi akışını iyi yönlendiriyordu ama gelin görün ki Sayın Göktaş’ta bizzat benim sorduğum bir soruya kayıtsız kalarak geçiştirmeyle cevap verecekti.
“Böyle büyük devasa bir projeden bahsederken, ÇED raporunu aldıklarını söylemelerini bekledim.
Sorumu sordum, “ÇED raporununuz var mı?”
Sanki bu soru sorulmamalıydı! Sayın Göktaş cevaplamak istemiyor gibi sesi de çatallaşarak “Çalışmalarımız sürüyor, hem olsa da göstermek zorunda değiliz” diyerek, geçiştirdi.
Benim için basın toplantısının ikinci yanlışı idi.
Bir yıllık bir çalışma, böyle basit bir şekilde anlatılmamalıydı. Bu arada görmek istediğimiz yüzleri görememenin şaşkınlığı da benim kafamdaki soruların cevabını verememişti.
Anladığım kadarıyla proje sadece Silivri için geliştirilen bir proje değil, mobil bir proje olarak değerlendirebiliriz. Yani burası olmazsa Çorlu olur, Çatalca olur.
Tarım arazilerinin yağmalanması diye bir durum söz konusu değil.
Olursa, beşeri durumdan, ekonomimize, coğrafi yapımızdan, şehircilik anlayışımıza kadar çok şeyi değiştirecek bir proje var karşımızda.
Sayın Belediye Başkanımızın bildiği ya da bizim göremediğimiz bir yanı da varsa bizlerle(Halkıyla)bunu paylaşmasını bekleriz. Yoksa yağma, talan, tarım arazileri yok oluyor sözleri artık insanları tatmin etmiyor. Bizzat kendi yönetimiyle talan edilen onlarca tarım arazisini kendisine liste halinde verebiliriz…