Özdemir İnce’nin bugünkü Cumhuriyetteki yazısının başlığı bu. Son günlerde kanalla yatıp kanalla kalkıyoruz.
Reis kararlı… Yapacak kanalı… Sakıncalarına karşın… 75 milyara mal olacakmış, lafı mı olur? Bakınız First lady ve kızlarının katıldığı 50 kişilik yemekli toplantı için 1 milyon 163 bin Törkiş lira ödenmiş bugün! bu tür masrafları kısarsınız, parayı da kanal için harcarsınız olur biter! 75 milyarı, 1 ,163 milyona böldüm; 64.488.392.089 çıktı. Böyle bir tasarrufa gitmeniz yeterli!..
Kafam karıştı ! Ben kendi dalıma döneyim.
Kanal İstanbul mu, İstanbul Kanalı mı?
Erol Mütercimler bugünkü bir TV programında; Kanal İstanbul denmez, İngilizler böyle söyler, İstanbul Kanalı doğru olan demiş. Bir yanlışı var galiba. Gugıl’a baktım; İngilizce ISTANBUL CHANNEL deniyormuş. Fransızca söylenişi ise CANAL ISTANBUL. Sözcüğün kökeni zaten Fransızca…
Dilimizin kuralı ; önce tamlayan, sonra tamlanan… Fransızcaya özenip bu kuralı değiştirenler var. Daha havalı olsun diye (!)
İşyeri tabelalarına bakın; Eczane Hayat, Salon Elit, Boutique Özgür, Cafe Toros, Büfe Köşe, Atölye Erkli …gibi adlar göreceksiniz. Böylesi daha mı havalı oluyor dersiniz (?) Erbakan ne diyordu? ”Sizi gidi Batı taklitçileri sizi!”
Oyunu , kuralına göre oynayalım! Gülünç duruma düşmeyelim.
Beni çok sinirlendiren bir örnekle bitireyim: Gruplaşmış bileşik eylem olan ” hoş geldiniz” i genellikle kaynaşmış bileşik eylem; ”hoşgeldiniz” şeklinde yazıyorlar. Neden böyle yazdığını sorduğunuzda ise ” ama welcome bitişik yazılıyor ” yanıtını veriyorlar! Hadi buyur burdan yak!