Ben bu yazıyı hiç yayımlamadımsa 5 kez yayımladım!
Kaleme ilk aldığım tarih 24.11.2008 de olmuş (Silivriliyiz.com) Sonra tekrar aynı köşem de (Silivriliyiz.com) 15.02.2010 tarihinde bir daha görülen lüzum üzerine yayımlamışız.
Bir kez daha yayımlamak istemiyorum ama konunun içeriğine dokunacağım. Eski yazımı (Silivriliyiz.com) Cihangir Davutoğlu’nun sitesinden takip edebilirsiniz…
İçeriğimizi açalım yavaş, yavaş!
Bakın; biraz gözlem yapma şansınız olursa gazete manşetleri dikkatinizden kaçmaması lazım.
Türkiye Petrol zengini bir ülke…
2009 yerel seçimlerinden Önce; Diyarbakır ve Manisa da Müthiş petrol yatakları keşfedildi!
2011 genel seçimlerinden önce; Manisa /Alaşehir’ de Dünya’nın en kaliteli ve en geniş petrol yataklarına erişildi. Türkiye Petrol zengini bir ülke oluyordu.
Yetmedi, Trakya’nın altı boydan boya petrol yatağı idi.
Seçimler yaklaştıkça, her vilayet petrol zengini oluyordu. Nereler buralar? Ak Partinin, seçim alamadığı bölgeler, Ege, Trakya, Diyarbakır…
“ Son haber şöyle gelişti. Aslında Türkiye’nin altı petrol kaynıyor ama açılan kuyu sayısı yetersiz olduğundan çıkarılamıyormuş. Amerika’nın Teksas eyaletin de bile 1,5 milyon kuyu varken Türkiye de bu sayı ancak 4 bin de kalmış” Ege de ve Trakya da hızla petrol kuyuları açılacak…
Aklıma katar şeyhinin uygulaması geldi… Doğalgaz ve petrol gelirlerinin bir kısmını ülkesinin halkına paylaştırmaktadır. Bize, yılsonunda temettü olarak da verseler kabulümüzdür…
Bu tür haberleri artık sıkça duyacaksınız! Bor madeninle çalışan araba yapacaklar… Dünyanın en zengin altın madeni rezervi Fırat Nehrinin altından çıkacak…
Bu tür haberlere hükümet kanadı ve iktidar partisi sıkça başvuruyor! Bu gibi şeyler hükümet adına kanıksandı artık…
Muhalefet ne yapıyor? Hani şu bizim yaptığımızı yapıyorlar mı? Çıkın deyin halkımıza; aydınlatın insanları. “ Yok, böyle bir şey aldanmayın” demek bu kadar zor mu?
CHP genel başkanı Sayın Kılıçdaroğlu ne yapıyor? Başkasının günahına ağlayan adam olma yolunda…
Ağlamak güzeldir süzülürken yaşlar gözünden….
Bülent Arınç ağladı, Cemil Çiçek ağladı, eski cumhurbaşkanımız ağladı, eski Başbakanımız Yeni Cumhurbaşkanımız ağlamamak için zaten kendini zor tutuyor.
Baktı ki Kılıçdaroğlu; ağlamak siyasette iyi tutuyor; koy veriverdi yaşlarını…
O da yeşile, kahverengiye ağlamaya başladı… Sanırım, Bank Asya’nın durumuna çok üzülmüş olacak.
Yalnız bir dakika! Ağlamanın da bir şekli var yani… Öyle istediğin gibi ağlayamazsınız!
Alt dudak şişirilecek, üst dudak alt dudağa baskı yapacak. Gözler, aşağıya doğru bakacak, baş hafif sağa doğru bükülecek ve yaşlar, şelale gibi yanaklardan süzülecek… Buna Pensilvanya modeli ağlama diyorlar!
Aman! Siz bari üzmeyin kendinizi Sayın Kılıçdaroğlu! Bakınız, Türkiye’nin altı boydan boya petrol… Hepimiz köşe olacağız vallahi…
Yine de seviniyorum! Güzel günlerdeyiz nankör gelemem yani. Şimdi seçimler yaklaştıkça petrol buluyorlar, altın buluyorlar, umutlandırıyorlar bizi… Hatırlar mısınız? Yaşı 50’nin üzerindekiler bilecektir. Evvelden seçim günleri yaklaştıkça korkutuyorlardı bizi. “Komünizm geliyordu, asker geliyordu, kıtlık geliyordu, savaş kapıdaydı…
Artık bunları günlük yaşadığımızdan alıştık, seçim takviminden çıkarıldılar! Korkmuyoruz artık!
Umutlanıyoruz…
Büyük düşünün…